Kara Deliklerin Gizemi: Yeni TDE’ler ve Keşifleri
Son zamanlarda Astrophysical Journal dergisinde yayımlanan bir çalışma, astronomların keşfettiği 18 yeni kara deliğin etrafındaki yıldızları nasıl yutabileceğini detaylandırıyor. Bu kara delikler, gökbilimcilerin bir yıldızın gelgit kuvvetleri aracılığıyla bir kara deliğe çekilmesi sırasında meydana gelen aşırı olayları, yani yeni gelgit bozulma olaylarını (TDE) keşfetmeleri ile ortaya çıktı. Yıldızlar, bu süreçte parçalanarak kara delik tarafından yavaş yavaş tüketilirken, aynı zamanda elektromanyetik spektrumun farklı bölümlerinde gözlemlenen muazzam bir enerji patlaması meydana gelir.
Uzayın derinliklerinde kara delikleri bulma çabası içinde olan bilim insanları, bu TDE’leri tespit etmek amacıyla büyük bir çaba sarf ediyor. Yeni bulunan 18 kara delik, tespit edilmesi için alışılmadık bir bant olan kızılötesi spektrumun incelenmesi gerektiği için daha önce “gizli” kalmayı başarmıştı. Ancak bu gizli TDE’lerin keşfi, evrendeki bilinen TDE’lerin mevcut kataloğunu iki katından daha fazlasına çıkararak büyük bir önem taşıyor.
TDE’lerin tespitinde kızılötesi spektrumun kullanılmasının sebebi, bu olayların genellikle tozlu galaksilerde meydana gelmesidir. Kara delikler, genellikle gezegen oluşumlarından ve galaksideki diğer yıldızların ölümlerinden kaynaklanan bol miktarda galaktik enkaza hapsolmuş durumdadır. Bu durum, kara deliklerin etrafındaki yoğun toz bulutlarının, gözlemlenmesini zorlaştırmasına neden olmaktadır.
MIT araştırmacıları, evreni kızılötesi bantta inceleyerek daha fazla TDE’yi tespit etme fırsatı buldu ve böylece daha önce bilinmeyen 18 yeni kara delik keşfedildi. Bu kara delikler, evrenin çeşitli bölgelerine dağılmış durumda ve farklı galaksi türlerinde bulunuyorlar. Phys.org tarafından bildirildiğine göre, yeni bulguların başyazarı, bu kaynakların çoğunun optik bantlarda görünmediğini vurguladı. Bu nedenle, tespit edilmesi ve mevcut kataloğa eklenebilmesi için kızılötesi incelemelerin yapılması zorunlu hale geldi.
Tespit edilen örneklerden biri, şimdiye kadar keşfedilen en yakın TDE olarak kaydedildi ve araştırmacılara aktif olarak beslenen kara delikleri incelemek için yeni yollar sundu.