İyot Tabletleri ve Nükleer Tehditler
Rusya’nın Ukrayna’yı işgale başlamasından bu yana, Avrupa genelinde iyot tabletlerine olan talep önemli ölçüde artmış durumda. Özellikle Finlandiya’da, nükleer bir saldırı halinde her evde tek doz iyot tabletinin bulunması tavsiye edildiği için eczanelerde bu ürünlerin kıtlığı yaşanıyor. Bulgaristan, Polonya ve Çek Cumhuriyeti gibi diğer Avrupa ülkelerinde de, nükleer savaş endişeleri ile birlikte insanların iyot tabletleri satın aldığı bildirilmektedir.
Potasyum iyodür, belirli radyasyon türlerine karşı koruyucu özelliklere sahipken, Avrupa’daki uzmanlar ve nükleer güvenlik yetkilileri, bu tabletlerin her birey için gerekli olmadığını ve özellikle nükleer bir saldırı durumunda faydalı olmayabileceğini vurgulamaktadır. İyot ile nükleer radyasyon arasındaki ilişki, Çernobil’deki nükleer kazadan sonra daha fazla kişiye ulaşmış ve bilinçlenmeyi artırmıştır.
Olay sırasında, reaktör çekirdeğinden radyoaktif bir iyot formu olan iyot-131 yayıldı. Bu izotop, tiroid bezleri tarafından hızla emilmekte ve sekiz günlük yarılanma ömrüyle DNA’ya ve çevresindeki dokulara radyoaktif hasar verebilmektedir. Çernobil olayı gerçekleşmemiş olsaydı, bölgedeki muhtemel 270.000 birey, büyük ölçüde iyot-131’in neden olduğu tiroid kanseri nedeniyle kanser geliştirmemiş olabilirdi. Ancak iyot-127, vücudun radyoaktif formu emmesini engellemeye yardımcı olabilecek, radyoaktif olmayan bir iyot izotopu olarak ön plana çıkmaktadır. İyot-127, radyoaktif olarak stabil bir izotop olup, vücutta radyoaktif hasara neden olmaz. Vücudun ihtiyaç duyduğu tüm iyodu sağlayarak, potasyum iyodür de benzer bir işlev görmektedir.
ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri, “Doğru miktarda potasyum iyodürü alındığında, tiroidin radyoaktif iyodu emmesini engellemeye yardımcı olabilir” açıklamasında bulundu. Açıklama şöyle devam ediyor: “Bu, tiroidin potasyum iyodürü zaten emdiği için radyoaktif iyodu emmesine yer olmadığı anlamına gelir. Bu durumu, bir kavanozun mavi bilyelerle doldurulması ve üzerine yeşil bilyeler döküldüğünde, yer olmadığı için sadece yere dökülecekleri şeklinde düşünmek mümkündür.” Çernobil olayında halkın potasyum iyodür alması sağlandı. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), bu uygulamanın ne kadar hayat kurtardığını ölçmenin mümkün olmadığını, ancak daha geniş bir dağıtımın yapılması durumunda çok daha fazla çocuğu tiroid kanserinden koruyabileceğini ifade etmektedir.
Yaşanmış Zararları Geri Çeviremiyor
Potasyum iyodür, iyot-131’e karşı faydalı bir koruma sağlarken, başka radyasyon türlerinin de yayılabileceği gerçeği göz ardı edilmemelidir. Ayrıca, bu tabletlerin alınması yalnızca bir nükleer kazanın meydana gelmesi durumunda faydalı olacak ve halihazırda yaşanmış olan hasarları geri çeviremeyecektir. Gereksiz şekilde alınması ise, döküntü ve iltihaplanma gibi yan etkilere, hatta ciddi hastalıklara ve ölüme neden olabilir. Finlandiya gibi bazı hükümetler, vatandaşlarına ellerinde bir doz bulundurmalarını tavsiye etseler de, bu tavsiyenin ardında yatan esas sebep, Rusya’nın nükleer santralleri ele geçirme olasılığına karşı duyulan endişelerdir. Hükümetler, söylenene kadar bu dozları almanın gereksiz olduğunu da belirtmektedir. Belçika Federal Nükleer Kontrol Ajansı, “Ukrayna’daki mevcut durum iyot tabletlerinin alınmasını gerektirmiyor” şeklinde bir açıklama yaptı ve ülkede bu tabletlerin eczanelerde ücretsiz olarak sunulduğunu bildirdi. Lawrence Livermore Ulusal Laboratuvarı’nda sağlık fizikçisi ve radyasyon uzmanı olan Brooke Buddemeier, nükleer bir saldırı durumunda iyot tabletlerinin sağladığı korumanın çok sınırlı olacağını ifade etti. Buddemeier, 2017 yılında Business Insider ile yaptığı bir görüşmede, radyasyonlu iyodun, karşılaşacağınız toplam maruz kalmanın sadece yüzde 0,2’sini oluşturduğunu belirtmiştir.