Dünya üzerindeki dağların en yükseği olarak kabul edilen Everest, deniz seviyesinden 8.848 metre yüksekliği ile diğer zirvelere tepeden bakmaktadır. Everest, birçok dağcı için zorlu bir hedef ve insanlığın doğaya karşı koyduğu en büyük meydan okumalardan biridir. Ancak, eğer yükseklik ölçümünü Dünya’nın merkezinden yaparsak, durum tamamen farklı bir boyut kazanır. Ekvator’a yakın bölgelere göre Dünya’nın kabuğu daha yüksek olduğu için, Chimborazo Dağı açık ara en yüksek dağ olarak öne çıkmaktadır.
Chimborazo’nun deniz seviyesinden yüksekliği yalnızca 6.268 metre olmasına rağmen, Dünya’nın merkezinden yapılan ölçümlere göre Everest’ten 2.168 metre daha yüksektir. Bu durum, Everest’in yeryüzündeki en yüksek zirve olarak tanınmasına rağmen, Chimborazo’nun Dünya’nın merkezine en fazla yükselen dağ olduğunu ortaya koymaktadır. Bu ilginç durum, dağcılık ve coğrafya tutkunları için dikkat çekici bir bilgi kaynağıdır.
Chimborazo Dağı’nın ardından, Hawai’i adasında bulunan sönmüş bir volkan olan Mauna Kea gelmektedir. Deniz seviyesinden yüksekliği 4.207 metre olan Mauna Kea, geleneksel ölçüm yöntemleriyle Everest veya Chimborazo ile kıyaslandığında oldukça alçak görünmektedir. Ancak, bu dağın etrafındaki okyanus suyu kaldırıldığında, aslında yüksekliği yaklaşık 9.330 metreyi bulmaktadır. Bu, Mauna Kea’nın da Everest’ten daha yüksek olduğu anlamına gelmektedir.
Mauna Kea’nın bu kadar yüksek olmasının sebebi, Everest’in yükseldiği kıtasal kabuktan daha yoğun olan okyanusal kabuk üzerinde oturmasıdır. Bu durum, okyanus kabuğunun, kıtasal kabuğun yapabileceğinden çok daha yüksek dağların ağırlığını destekleyebilmesini sağlar. Dolayısıyla, bu dağların her biri, farklı coğrafi özellikleri ve yükseklik ölçümleri ile kendi içinde eşsiz birer doğa harikasıdır.
