Pandeminin Üçüncü Yılı: COVID-19’un Endemi Dönemi
COVID-19 pandemisinin üçüncü yılına adım atıyoruz ve dürüst olmak gerekirse, hepimizin bu durumdan bıktığını söylemek yanlış olmaz. Bu duygunun anlaşılabilir olduğunu belirtmek gerekir; hastalığa doğrudan maruz kalmayan şanslı azınlık bile, aylarca süren karantinalar ve sokağa çıkma yasakları ile zor bir süreçten geçti. Ancak şimdi, sık sık karşılaştığımız haberlerde bir umut ışığı görüyoruz. “Pandemi, endemi haline geliyor” başlıkları altında, bazı hükümetler ve yorumcular, pandeminin sona yaklaştığını dile getiriyor. Bunun yerine, yeni bir döneme geçmekteyiz: COVID-19 endemisi çağı. Peki, bu ne anlama geliyor? COVID-19 artık bir sorun olmaktan mı çıktı? Yoksa bu sadece bir temenni mi?
Endemi Nedir, Ne Anlama Gelir?
Hem “endemi” hem de “pandemi”, bilimsel olarak tanımlanmış terimlerdir ve aralarındaki farkı bilmek oldukça önemlidir. Öncelikle aşina olduğumuz terimle başlayalım: Pandemi. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), bir hastalığın dünya genelinde yayılımı kontrolden çıktığında ve vaka sayısında sürekli bir artış söz konusu olduğunda, o hastalığı pandemi olarak ilan eder. Temel olarak, pandemi, bir salgındaki vaka sayısının sürekli olarak artması anlamına gelir.
Endemi ise, bu dalgalanmalara sahip olmayan bir durumu ifade eder. Soğuk algınlığı gibi her yerde görülebilir veya sıtma gibi belirli bir bölgeye özgü olabilir. Ancak endemik hastalıklarda vaka sayıları genellikle sabit kalır ve bu durum, gelecekteki durumun tahmin edilebilir olmasını sağlar. Bu nedenle dikkat edilmesi gereken ilk nokta şudur: İnsanlar COVID-19’un endemik hale geldiğini ifade ettiklerinde, her ne sebeple olursa olsun vaka sayılarının istikrara kavuşmasını öngördüklerini belirtirler.
COVID-19 Pandemiden Endemiye Geçti mi?
“Endemi” terimi, istikrarlı bir enfeksiyon oranına sahip bir hastalığı ifade ediyorsa, COVID-19’un şu anda bu tanıma uyduğunu söylemek zordur. Viroloji doçenti Stephen Griffin, The Guardian’a verdiği demeçte, “Yakında herhangi bir zamanda endemiye ulaşacağımız fikri, birkaç hafta boyunca muazzam derecede patlayıcı bir büyüme yaşadığımız gerçeğine ters düşüyor” demektedir. ABD, iki hafta önce şimdiye kadarki en yüksek COVID-19 hastaneye yatış sayısını gördü ve dünya genelindeki sağlık sistemleri, aşırı bulaşıcı Omicron varyantı nedeniyle yaşanan vaka artışına ayak uydurmakta zorlanıyor.
DSÖ Avrupa’nın kıdemli acil durum görevlisi Dr. Catherine Smallwood, 11 Ocak’ta bir basın brifinginde şunları dile getirmişti: “Endemiklik açısından hala bir yolumuz var. Endemisite, virüsün öngörülebilir seviyelerde istikrarlı dolaşımının ve potansiyel olarak bilinen ve öngörülebilir salgın bulaşma dalgalarının olduğunu varsayar. Daha önce endemikmiş gibi davranmaya başlamamamız gerekiyor. Sadece virüsün kendisi endemikmiş gibi davranıyor.” İngiltere’deki Warwick Üniversitesi’nden Lawrence Young ise, New Scientist’e verdiği bir röportajda, “Aslında endemiye yakın bir yerde olduğumuzu düşünmüyorum. Ama henüz o noktada değiliz” şeklinde ifade etmiştir.
Endemisitenin ne olduğunu anlamanın yanı sıra, ne olmadığını da bilmek önemlidir. Örneğin, çiçek hastalığı, çocuk felci, Lassa ateşi ve sıtma gibi hastalıklar endemiktir. Ancak bir endeminin tehlikesiz olduğu gibi bir sonuca varmak yanlıştır. Ayrıca, bir pandeminin endemiye dönüşmesi, hastalığın tamamen ortadan kalktığı anlamına gelmez. Soğuk algınlığına neden olabilen koronavirüslerden biri olan OC43 endemiktir. Ancak yalnızca Birleşik Krallık’ta bile, her gün yaklaşık 45.000 kişiyi etkilediği gözlemlenmiştir.
COVID-19 Endemi Olacak mı?
Peki, COVID-19 endemi haline gelecek mi? Belki… Ancak bunun ne zaman olacağı ya da olacağı kesin değildir ve şu an için erken bir değerlendirme yapmak mümkündür. Endemiye geçiş, genellikle geçmişe bakıldığında anlaşılır ve birçok uzmana göre şu anda hala çok uzaktayız. Pek çok uzman, virüsün yayılmaya devam ettiği ve potansiyel olarak evrildiği bir dönemde, özellikle aşılanmamış dünya nüfusunun büyük bir kısmında, COVID-19’u endemik olarak nitelendirmenin çok erken olduğu konusunda hemfikirdir. DSÖ’nün sık sık vurguladığı gibi, “aşı eşitliği pandeminin sonunu hızlandıracaktır.” Aşı eşitsizliği ise bu süreci uzatmaktadır.
Özetle, şu anda gördüğümüz durum, 2022’ye girerken, endeminin yakınından bile geçmiyor. İstikrarlı bir bulaşma oranı göremiyoruz; vaka sayıları sürekli dalgalanıyor. Hala büyük miktarda belirsizlik var, virüs oldukça hızlı bir şekilde evrim geçiriyor ve yeni zorluklar ortaya çıkıyor. Zamanla pandemi gerçekten de endemiye dönüşebilir. Ancak buna 2022’de kesin olacak gözüyle bakmak oldukça zor.