Deneysel arkeologlardan oluşan bir ekip, 4.000 yıl öncesine ait antik talimatlar, malzemeler ve teknikler kullanarak inşa ettikleri bir Bronz Çağı teknesi replikasıyla denize açıldı. Bu heyecan verici yolculuk, tarih öncesi denizcilik becerilerini gün yüzüne çıkarmak amacıyla gerçekleştirildi.
İki gün süren deniz denemeleri sırasında, 18 metre (60 fit) uzunluğundaki gemi, Arap Körfezi’nde 93 km yol kat ederek saatte 10,4 kilometre hıza ulaştı. Magan Teknesi olarak bilinen bu gemi, NYU Abu Dhabi ve Zayed Üniversitesi’nden araştırmacılar tarafından M.Ö. 2100 yılına ait bir kil tablette belirtilen yöntemler kullanılarak titizlikle inşa edildi. Adını bir zamanlar şimdiki Umman ve Birleşik Arap Emirlikleri’ni kapsayan Magan uygarlığından alan tekne, bu bölgedeki insanların Mezopotamya ve Güney Asya ile ticaret yapmasını sağlayan önemli bir gemi türünün kopyasıdır.
Antik talimatlara uygun olarak, geminin dış gövdesi, hurma lifinden yapılmış ip demetleriyle birleştirilmiştir. Ana malzeme olarak ise, yerel sazlar kullanılarak ahşap bir iskelet oluşturulmuştur. Antik su yalıtım yöntemlerine uygun olarak, sazlar daha sonra bitüm ile kaplanmıştır. Gemi, dikişli tekneler konusunda uzmanlaşmış olan Hintli gemi ustalarından oluşan bir ekip tarafından inşa edilmiştir. Bu zanaatkârlar, antik çizimlere dayanarak 36 tona kadar taşıma kapasitesine sahip, son derece dayanıklı bir gemi yaratmayı başarmışlardır.
Modern yelkenli hızlarına yakın hızlara ulaştı ve Emirlik denizcileri tarafından kaptanlığı yapılan gemi, daha sonra Abu Dabi açıklarında test edilmiştir. Gemi, 15 knot’tan daha az rüzgarda beş knot’ın üzerinde hıza ulaşabilmektedir. Bu durum, bu gemilerin denizcilik açısından son derece başarılı tasarımlar olduğunu gösteriyor. 4.000 yıl önce yaşayan insanların denizlerdeki fizik kurallarına bu denli hakim olmaları ise araştırmacıları derin bir hayrete düşürmüştür.
Günümüz yelkenlileri, uçaklarda kullanılan kanat sistemini kullanarak aslında denizin üzerinde değil, havanın üzerinde kayarak ilerlemektedirler. Ancak bu teknik, 20. yüzyılda keşfedilmiştir. Öncesinde, gemiler arkadan gelen rüzgarın itme gücüne dayalı yelkenler kullanıyorlardı. Bu nedenle, antik gemilerin tasarımları, denizle ve dalgalarla sürtünmeyi en aza indirecek şekilde optimize edilmek zorundaydı.