Deniz ve Vahşi Hayatın Karanlık Yüzü
Denizle ilişkiniz, eğer yalnızca tatil dönemlerinde Ege’de denize girmekten ibaret kalıyorsa, denizlerin ne denli vahşi ve sert bir yaşam alanı sunduğunu belki de hiç düşünmemişsinizdir. “Büyük balığın küçük balığı yediği” gibi deyimler kulağınıza çalınsa da, bu ifadelerin denizlerdeki acımasız yaşam döngüsünü nasıl tanımladığını çoğu zaman göz ardı ederiz. Ancak bu acımasızlık yalnızca küçük balıklar için değil, denizlerin ve dünyanın en büyük memelisi olan kambur balina gibi dev canlılar için de geçerlidir.
Son dönemlerde Kaliforniya kıyılarında meydana gelen bir olay, bu durumu gözler önüne serdi. Sahile vuran devasa bir kafatası, bir süre önce hayatını kaybetmiş bir kambur balinaya ait olduğu tespit edildi. Ancak, bu büyük canlıların denizde çürüyerek kendi kendine yok olduğunu düşünmeyin. Kambur balina, hayatını kaybettiği anda, muhtemelen diğer deniz canlıları tarafından hızla tüketildi ve geriye yalnızca kemikleri kaldı. Bu kemiklerin, fırtınalar ve kasırgalar sayesinde karaya sürüklendiği anlaşıldı.
Bununla birlikte, karaya vuran bir balina kafatası meselesinin ötesinde daha büyük bir sorun var. O da, denizlerde giderek artan gemi trafiği. Bu devasa gemiler, balinalara çarpma riski taşımakta ve bu çarpışmalar, balinaların ölümüne sebep olmaktadır. Kafatası, Salvo köyünün güneyinde, Hatteras Burnu Ulusal Deniz Kıyısı’nın adını taşıyan Hatteras Adası’nda bulundu. Bilim insanları, bu kafatasının bir kambur balinaya ait olduğunu doğruladılar.
Kafatasının kenarlarında dikkat çeken jilet gibi keskin dişler ise, aslında balinanın etini kemiğe bağlayan bağlantı noktalarıdır. Kambur balinalar, beslenme alışkanlıkları gereği, deniz suyunu filtrelemelerine yardımcı olan diş benzeri yapılar kullanarak, zengin protein içeren mikroorganizmalarla besin ihtiyaçlarını karşılamaktadırlar.
Balina Koruma Yasaları
Kaliforniya halkı, bu ilginç kafatasıyla fotoğraf çektirmek veya iskeletin bir parçasını hatıra olarak almak amacıyla adaya akın etse de, ABD yasaları gereği deniz memelilerini öldürmek ve onların parçalarını bulundurmak suç teşkil etmektedir. Japonya’da ise balina avlamak, oldukça kârlı bir balıkçılık dalı olarak kabul edilirken, Japon halkı balina etine büyük bir ilgi göstermektedir. Bu durum, çevreci grupların Japonya’da sık sık eylem yapmasına yol açmaktadır. Fakat Japon balıkçıları, balina ve yunus avlamaktan vazgeçmek istememektedir.
Kaliforniya’daki iskelet, yeni bilim insanları yetiştirmek amacıyla bir üniversiteye bağışlanacak. Eğer bu bağış gerçekleşmezse, yasalar gereği ya gömülecek ya da yakılacaktır.