Elektrikli Otomobillerin Tarihi ve Gelişimi

Dünya üzerindeki birçok şey, günlük yaşamımızın bir parçası haline gelerek sanki her zaman varlarmış gibi görünür. Ancak, alıştığımız bu unsurların büyük bir kısmı aslında oldukça gençtir; bazıları sadece 15-20 yaşındadır. Bunun yanı sıra, modern görünümüne rağmen yüzyıllardır var olan şeyler de mevcuttur. Bu bağlamda, elektrikli otomobiller dikkat çekici bir örnektir. Günümüzde geleceğin araçları olarak tanıtılan bu otomobiller, neredeyse 200 yıllık bir geçmişe sahiptir ve şu anda yalnızca yeniden popüler hale gelmektedirler.

İlk Elektrikli Otomobil Ne Zaman Üretildi?

“Elektrikli otomobil” olarak kabul edilen ilk araç 1828 yılında üretilmiştir. Bu ilk adımı atan kişi, ilk elektrikli motorlardan birini geliştiren Macar fizikçi ve Benedikt rahibi Ányos Jedlik oldu. O, bu icadını temel alarak küçük bir model otomobil geliştirdi. Aynı dönemde, İskoç mucit Robert Anderson tarafından da elektrikli bir vagon üretildi. Ancak, pratik elektrikli araçların üretimine geçiş yapmak için birkaç on yıl daha beklemek gerekti.

1881 yılının Nisan ayında, mühendis Gustave Trouvé, Paris sokaklarında kendi tasarımı olan elektrikli aracıyla gezmeye başladığında tarihe geçti. Trouvé, kendi güç kaynağına sahip olan Dünya’nın ilk insan taşıyan elektrikli aracını kullanıyordu. Bu araç, üç tekerlekli bir bisiklete bağlı bir Siemens elektrik motoru ile güçlendirilmişti ve yeni geliştirilmiş, tarihi değiştiren bir cihazdan, yani şarj edilebilen bir bataryadan besleniyordu.

Elektrikli Araçların Patlama Dönemi

Elektrikli Araçların Patlama Dönemi

On yıl içinde, bu yeni araçlarda büyük bir patlama yaşandı. Birleşik Krallık, Fransa ve Almanya gibi ülkelerde elektrikli otomobiller üretilmeye ve geliştirilmesine devam edildi. 1891 yılına geldiğimizde, ABD’de de elektrikli otomobiller üretilmeye başlandı. ABD’deki ilk elektrikli otomobil, Iowa’nın Des Moines şehrinden çıkmıştır ve diğer Avrupa örneklerine kıyasla daha büyük bir tasarıma sahipti. Altı koltuk kapasitesine sahip olan bu araç, saatte 22.5 kilometre hıza ulaşabiliyordu. Bu tür araçlar, diğer üreticilerin dikkatini çekerek endüstrinin büyümesine katkıda bulundu.

Örneğin, Fritchle Electric Automobile, üreticisi Oliver Fritchle tarafından 1900’lerin başında tamamen Denver’da tasarlandı ve tek şarjla 160 kilometre menzil sunan 28 hücreli, 180-270 kilogram ağırlığında bir batarya paketine sahipti. Bu araç, 2,100 kilometre uzunluğundaki Nebraska, Lincoln’den New York City’ye kadar olan yolculuğunu başarıyla tamamlayarak rakiplerine karşı gücünü kanıtladı.

Henry Ford ve Thomas Edison’un İşbirliği

Bu süreçte yalnızca bazı rastgele mucitler değil, Henry Ford ve Thomas Edison gibi büyük isimler de elektrikli otomobillerin üretimine katıldı. İkili, daha ucuz bir elektrikli otomobil tasarlamak için bir ortaklık kurma girişiminde bulundular. Ancak bu girişim, ne yazık ki başarıya ulaşamadı. 1900’lerde, ABD’deki yeni otomobillerin üçte biri elektrikliydi ve bu araçlar, diğer tüm seçeneklere göre daha fazla satıyordu. Ancak günümüzde elektrikli araçlar, pazar payının sadece yirmide birini elinde bulunduruyor.

Elektrikli Otomobillerin Kaybolmasının Nedenleri

Elektrikli Otomobillerin Kaybolmasının Nedenleri

Elektrikli otomobillerin zamanla kaybolmasının birkaç sebebi vardır. İlginç bir şekilde, geçmişte daha kolay kullanılabilir olmaları, bazı insanlar tarafından daha “kadınsı” bir algıya yol açtı. Bu durum, komşularını ziyaret eden kadınlar için uygun görülürken, güçlü erkeklere yakışmadığı düşüncesi yaygındı. Ancak belki de en büyük problem güç sorunları ve geleceği görememekti. Mühendisler ve sürücüler, sıvı yakıtların kurşun-asit bataryalara göre aynı ağırlıkta daha fazla enerji ürettiğini fark ettiler. Ayrıca, şehirlerin dışındaki birçok kişi otomobillerini kolayca şarj edemediği için uzun yolculuklarda elektrik olmayan bir yerde şarjlarının bitme ihtimali oldukça yüksekti. Son olarak, ABD’de Teksas’ta petrolün bulunması da elektrikli otomobillerin geleceği için olumsuz bir etki yarattı.