
Kovid-19 Salgını ve Türkiye’nin İlaç Üretim Kapasitesi
Dünya genelinde milyonlarca insanın yaşamını kaybetmesine neden olan Kovid-19 salgını, sağlık alanında önemli gelişmelere zemin hazırlamıştır. Türkiye, bu süreçte ilaç ve tıbbi cihaz üretiminde önemli bir aşama kaydetmiştir. Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ayar, yerli ilaç üretim kapasitesinin artırılması için yapılan çalışmaları ve elde edilen başarıları detaylandırmıştır.
İlaç İthalatına Bağımlılık ve Yerli Üretim
Kovid-19’un başlangıcında, ilaç ithalatına bağımlılığı azaltmak amacıyla yerli üretim kapasitesini artırma çalışmaları hız kazandı. Salgın sürecinde, Türkiye’nin ilaç pazarı hacmi 2020 yılında 2.2 milyar kutuya düşerken, %21,36 artışla 2.67 milyar kutuya ulaştı. Bu süreçte, ilaç sektöründeki değer bazlı pazar büyüklüğü ise %30,22 artışla 9.35 milyar dolara yükseldi. Bu veriler, Türkiye’nin yerli üretim ve AR-GE çalışmalarının ne denli başarılı olduğunu göstermektedir.
Tedarik Zinciri ve Lojistik Sorunları
Kovid-19’un etkileri, tedarik zincirinde önemli kesintilere neden oldu. Özellikle Asya’dan gelen tıbbi malzemeler ve ilaç hammaddeleri, dünya genelinde tedarik sorunlarına yol açtı. Bu dönemde yaşanan enflasyonist ortam, enerji fiyatlarındaki artış, ilaç etkin maddesi ve ambalaj maliyetleri gibi faktörler, ilaç sektörünü olumsuz etkiledi. Ancak, Türkiye bu zorluklara rağmen üretim çalışmalarına devam etti.
Yerli PCR Test Kitleri ve Test Kapasitesi
TÜSEB, yerli PCR test kitlerinin geliştirilmesi ve üretimi için çeşitli kurumlarla işbirliği yaparak, Türkiye’nin test kapasitesinin artmasına önemli katkılarda bulundu. Bu çabalar, yurt dışına bağımlılığı azaltarak, ülkemizin sağlık sisteminin güçlenmesine yardımcı olmuştur. Salgın sürecinde yerli üretim, halk sağlığını koruma adına kritik bir rol oynamıştır.
AR-GE Tesislerinin Kurulumu
Türkiye, Kovid-19 salgını sırasında yerli ilaç üretimi için AR-GE ve üretim tesisleri kurma çalışmalarını hızlandırdı. 2023 yılı itibarıyla, Türkiye’de ilaç pazarının büyüklüğü 222,4 milyar TL’ye ulaşırken, 2,76 milyar kutu ilaç pazara arz edilmiştir. Bu durum, Türkiye’nin ilaç üretimindeki bağımsızlığını artırma noktasında önemli bir adım olmuştur.
Üretime Dayalı Politikaların Önemi
Tıbbi cihaz sektöründe de benzer gelişmeler yaşanmıştır. 2002 yılında 64 milyon dolarlık ihracat ile tıbbi cihaz alanında ihracatın ithalatı karşılama oranı %11 iken, bu oran 2019 yılında yaklaşık 640 milyon dolara ulaşarak %32 seviyesine çıkmıştır. Pandemi döneminde, Türkiye’nin üretim alanında hızlı aksiyon alması, hem iç hem de dış piyasalardaki talebi karşılama konusunda önemli bir başarı elde edilmesini sağlamıştır.
İhracat ve Tıbbi Cihaz Alanındaki Gelişmeler
2021 yılında 1,4 milyar doların üzerinde tıbbi cihaz ihracatı gerçekleştiren Türkiye, bu alandaki ihracatın ithalatı karşılama oranını %55 seviyesine ulaştırmıştır. Türkiye, bu süreçte, dünyanın en gelişmiş ülkelerine tıbbi cihaz göndererek yardımda bulunmuş ve sağlık hizmetlerini aksatmadan sunma konusunda büyük bir başarı göstermiştir. Bu durum, Türkiye’nin sağlık alanındaki gücünü ve üretime dayalı politikalarının etkinliğini ortaya koymaktadır.
Sonuç Olarak
Kovid-19 salgını, Türkiye’nin ilaç ve tıbbi cihaz üretiminde önemli bir dönüm noktası olmuştur. Yerli üretim ve AR-GE yatırımları, Türkiye’nin sağlık sektöründeki bağımsızlığını artırarak, halk sağlığını koruma noktasında kritik bir rol oynamıştır. Türkiye, bu süreçte elde ettiği başarılarla, hem iç piyasada hem de uluslararası alanda önemli bir oyuncu haline gelmiştir.