Jüpiter’in ünlü Kırmızı Noktası, gaz devinin en dikkat çekici özelliklerinden biri ve Güneş Sistemimizdeki en büyük gezegenin fotoğraflarında sıkça yer alıyor. Ancak, Kırmızı Nokta’nın yaşı Jüpiter’in kendisi ile tam olarak örtüşmüyor. Yeni yapılan araştırmalar, mevcut Kırmızı Nokta’nın düşündüğümüzden çok daha genç olduğunu ve hatta Amerika Birleşik Devletleri’nden bile daha yeni bir oluşum olduğunu öne sürüyor.
Kırmızı Nokta’nın bilinen ilk gözlemi genellikle 1665 yılında Giovanni Domenico Cassini tarafından yapıldığı kabul ediliyor. Ancak, günümüzdeki araştırmalar Cassini’nin gözlemlediği devasa fırtınanın bugünkü haliyle aynı olmadığını suggest ediyor. Bilim insanları, söz konusu fırtınanın bir noktada ortadan kaybolduğunu ve bugünkü Büyük Kırmızı Nokta’nın 1830’larda ortaya çıktığını iddia ediyorlar.
Kırmızı Nokta’nın yaşıyla ilgili başka bir ilginç durum da, Cassini’nin gözlemlediği fırtınanın Jüpiter ile aynı enlemde görünmesi. Araştırmacılar, Jeofizik Araştırma Bildirileri’nde (Geophysical Research Letters) yayınlanan yeni bir çalışmada, o fırtınanın bir süre orada bulunduğunu ancak yaklaşık 120 yıl boyunca kaybolduğunu belirtiyorlar. Yeni çalışma, Dünya’dan daha büyük olan mevcut fırtınanın şu anda yaklaşık 190 yaşında olduğu sonucuna varıyor. Fırtınanın yaşı hakkındaki düşünceler değişse de, bu devasa doğa olayı, insanlığın şimdiye kadar gözlemlediği en büyük güçlerden biri olmaya devam ediyor.
Fırtınanın saatte yaklaşık 650 kilometre hıza ulaşabilen rüzgarları barındırdığı tahmin ediliyor. Kırmızı Nokta’nın yaşını araştıran bilim insanları, Cassini’nin gözlemlediği eski fırtınanın 1830’larda gözlemlenenden çok daha küçük olduğunu da belirtiyorlar. Bu durum, Cassini’nin gözlemlediği Kırmızı Nokta’nın aynı fırtına olması için üç katına kadar büyümesi gerektiği anlamına geliyor; bu da gaz devindeki fırtınalarda daha önce hiç gözlemlenmemiş bir durumdur. Elbette daha önce gözlemlenmemiş olması bunun imkansız olduğu anlamına gelmiyor, ancak şu anda gözlemlenen büyük Kırmızı Nokta küçülmeye devam ettiği için bu olasılık pek yüksek görünmüyor.
Nokta, 1879 yılında yaklaşık 39.000 kilometre çapındaydı, ancak şu anda yalnızca 22.000 kilometre çapına geriledi, bu da onu Cassini’nin gözlemlediği noktayla yaklaşık olarak aynı boyuta getiriyor. Gökbilimcilerin ifadesine göre, 18. ve 19. yüzyıllarda olduğu gibi, fırtınanın yavaş bir şekilde tükenmesini izlememiz mümkün olabilir. Bu da Kırmızı Nokta’nın bir şekilde kaybolması ile sonuçlanacaktır.