Japonya Başbakanı Fumio Kishida, Fukushima açıklarında yakalanan balıklardan prepared edilen sashimi’yi herkesin önünde yiyerek bu deniz ürünlerinin güvenli olduğunu göstermeye çalıştı. Nükleer santralde yaşanan facianın ardından, arıtılmış suyun salınması ile ilgili olarak özellikle bölgede bulunan balıkçılar arasında tartışmalar sürerken, uzmanlar bu sürecin güvenli olduğunu vurguluyorlar.
Kishida, kabinedeki üç bakanla birlikte, Fukushima kıyılarında yakalanan deniz ürünlerini tükettikleri bir etkinlik düzenledi. Bu etkinlikte, pisi balığı, ahtapot ve levrek gibi çeşitli deniz ürünleri sunuldu ve bu şekilde bölgenin deniz ürünlerinin güvenli olduğu mesajı verilmeye çalışıldı. Bu durum, akıllara Çernobil faciasını takiben dönemin Sanayi ve Ticaret Bakanı Cahit Aral’ın gazetecilerin önünde çay içerek çayın güvenli olduğunu kanıtlamaya çalıştığı anları getiriyor. Kishida’nın bu eylemi, Aral’ın eylemiyle benzer bir niteliğe sahip.
Fukushima Daiichi nükleer enerji santralinden arıtılmış radyoaktif su, Japonya’nın Honshu adasının kıyısında meydana gelen 9.0 büyüklüğündeki depremin ardından, tam 12 yıl sonra, geçtiğimiz Perşembe günü kontrollü bir şekilde serbest bırakılmaya başlandı. Bu süreç, reaktörlerin su ile soğutulmasının ardından sahada biriken 1,3 milyon ton kirli su ile başladı. Erimenin ardından oluşan bu su, Gelişmiş Sıvı İşleme Sistemi (ALPS) adı verilen bir teknoloji kullanılarak arıtıldı ve bu işlem sırasında radyoaktif kirliliğin büyük bir kısmı ortadan kaldırıldı.
Ancak, mevcut teknoloji henüz büyük su kütlelerindeki düşük konsantrasyonları gideremediği için, hidrojenin radyoaktif bir izotopu olan trityumu sudan ayıramıyor. İlginç bir şekilde, trityum atmosferimizde ve yağmurda doğal olarak bulunmakta ve hatta Pasifik Okyanusu’nda, Fukushima’nın atık suyundaki konsantrasyondan daha yüksek seviyelerde bile bulunabiliyor. Bu durum, Fukushima’nın su salımının çevresel etkileri hakkında daha geniş bir tartışma başlatıyor.