Güneş’in Büyüklüğü: Yeni Ölçüm Yöntemleri ve Sonuçları

Güneş’in Büyüklüğünü Anlamak

Güneş'in Büyüklüğünü Anlamak

Gök cisimleri, mükemmel küreler veya nokta kütleler olarak düşünülse de, gerçekte yüzeyleri engebeli olabilir ve sınırları net bir şekilde belirlenemeyebilir. Yıldızlara baktığımızda, en iyi bildiğimiz örnek kuşkusuz Güneş’tir. Ancak, görünene göre Güneş’i bile tam olarak tanıyamadığımız söylenebilir. Güneş’in büyüklüğünü ölçmenin farklı yolları, tek bir sayı üzerinde tam olarak uzlaşmamızı engelliyor.

Güneş’in resmi olarak kabul edilen yarıçapı, 695.700 kilometre olarak belirlenmiştir. Bu sayı, Uluslararası Astronomi Birliği tarafından 2015 yılında kabul edilmiş olup, Güneş atmosferinin en derin katmanı olan fotosferin gözlemleri ile bu tahmin oluşturulmuştur. Genellikle Güneş’in yüzeyi olarak düşündüğümüz ve bilimsel modellerde sıklıkla kullanılan bu katman, büyüklüğünü anlamamızda önemli bir rol oynamaktadır. Ancak, Güneş’in büyüklüğünü ölçmenin tek yolu bu değildir. Araştırmacılar, yıldızımızın boyutunu tahmin etmek için çok sayıda farklı yöntem geliştirmiştir.

Son yapılan bir çalışma, Güneş’in boyutu hakkında küçük bir farklılık öneriyor. Araştırmacılar, Güneş’in yarıçapının resmi fotosferik yarıçaptan çok ufak bir yüzde ile daha büyük olduğunu öne sürüyor. Tokyo Üniversitesi ve Astronomi Enstitüsü’nden Takata ve Gough isimli araştırmacılar, asterosismolojiyi Güneş üzerindeki etkilerini incelemek amacıyla kullanmışlardır. Güneş’in içindeki salınım dalgalarının hareketini gözlemleyerek, aslında Güneş’in genel özelliklerine ilişkin tahminlerde bulunmayı başardılar.

  • Geçmişte yarıçapı tahmin etmek için f dalgaları adı verilen ses dalgaları kullanılmıştı. Bu dalgalar, Güneş’in yüzeyine oldukça yakın olan katmanlarda hareket eder.
  • Takata ve Gough’nun çalışmasında ise p dalgaları incelenmiştir. Bu dalgalar, Güneş’in çekirdeği de dahil olmak üzere tüm katmanlarından geçerek yayılır.

Profesör Douglas Gough, Güneş’in boyutunu tahmin etmek için bu yöntemin seçilme sebebini şöyle açıklıyor: “Bu farklı bir yöntem. Daha iyi olduğunu söyleyemem; her yöntemin kendine özgü avantajları ve dezavantajları var. P-modları, ses dalgalarıdır ve Güneş’in içinden geçerek yayılırlar. Böylece Güneş’in tamamına dair bir ölçü elde edebiliriz. Oysa f modu, yüzey dalgasıdır ve yalnızca yüzey katmanlarını ölçer.”

Yeni makale, Güneş’in yarıçapının 695.780 kilometre olduğunu öne sürüyor. Bu, resmi kayıtlardan yaklaşık 80 kilometre daha büyük bir değer anlamına geliyor. Aradaki fark küçük gibi görünse de, insanlığın Güneş ve ötesinde yaptığı yüksek hassasiyetli analizler açısından oldukça önemli. Bu durum, mevcut Güneş modelinin tam olarak doğru olmayabileceği anlamına gelebilir.

Profesör Gough, “Akustik dalgalar daha derindeki unsurları ölçmektedir. Bu dalgalar, Güneş’in dış yüzeyinden değil, iç kısmından elde edilen yarıçapın bir ölçüsünü sunuyor. İşte bu fark, iki farklı ölçümün ortaya çıkmasına neden oluyor.” şeklinde ifade ediyor. Dalga yöntemleri ile görsel yöntemlerin neden farklı sonuçlar verdiğine dair cevaplar ise henüz netlik kazanmış değil. Tanaka ve Gough, bu farklılığın, Güneş’in her 11 yılda bir deneyimlediği aktivite değişimi olan güneş döngüsü ile ilişkili olabileceğini araştırmak istiyorlar. Güneş döngüsünün, Güneş’in yüzeyini ve parlaklığını etkileyerek f modu ve fotosferdeki ölçümleri değiştirmesi mümkün görünüyor.

Ancak, bu durumun daha derin bir olgu olması ve p dalgalarının da etkilenmesi aynı derecede olasılık dahilindedir. Farklılıkların nedeninin başka yerlerde aranması gerekebilir. Bu çalışma, Monthly Notices of the Royal Astronomical Society dergisinde yayınlanmıştır.