Artçı Şoklar ve Tarihsel Depremler Üzerine Yeni Bulgular

Artçı Şoklar ve Tarihsel Depremler

Artçı şoklar, genellikle bir ana depremin ardından saatler veya günler içinde meydana gelen daha küçük sarsıntılardır. Ancak son araştırmalar, bazı modern depremlerin 1800’lerde kaydedilen en güçlü depremlerden bazılarının artçı şokları olabileceğini öne sürüyor. Journal of Geophysical Research: Solid Earth dergisinde yayımlanan yeni bir çalışma, 1811 ve 1812 yılları arasında ABD’nin Missouri ve Kentucky sınırı yakınında gerçekleşen üç büyük depremin ardından sıkça artçı sarsıntıların meydana gelmiş olabileceğini ifade ediyor.

Ayrıca, 1886 yılında Charleston, Güney Carolina’da hissedilen ayrı bir depremin etkilerinin günümüzde de devam etmekte olabileceği belirtiliyor. Bu bölgelerdeki sismik aktivitenin doğası artık daha iyi anlaşıldığından, bu alanlar özellikle dikkat çekici bir şekilde sorunlu hale gelmiştir.

Bilim insanları, iki depremin birbirine bağlı olup olmadığını anlamak için olay çiftlerinin zamanını, mesafesini ve büyüklüğünü detaylı bir şekilde inceler. Eğer mesafe yeterince yakınsa, bir depremin diğerinin artçısı olma olasılığı oldukça yüksektir. Araştırmacılar, 1980 ile 2016 yılları arasında Missouri-Kentucky sınırı civarında hissedilen modern depremlerin çoğunu incelediklerinde, bunların yaklaşık yüzde 30’unun yaklaşık 200 yıl önce bölgeyi sarsan üç büyük depremin artçı şokları olabileceğini bulmuşlardır.

Eski depremlerin büyüklüğü 7,3 ile 7,5 arasında değişirken, yeni depremlerin büyüklüğü ise 2,5 ve üzerindeki değerler arasında yer almaktadır. Ayrıca araştırmacılar, Charleston bölgesinde hissedilen modern depremlerin yaklaşık yüzde 16’sının, 1886 yılındaki 7,0 büyüklüğündeki depremin artçı şokları olabileceğini iddia ediyorlar.

Elbette, bu depremlerin sadece artçı şoklar mı yoksa yeni depremler mi olduğunu belirlemenin kolay olmadığı belirtilmektedir. Ancak bu olasılıklar, sismik verileri nasıl değerlendirdiğimiz konusunda bazı ek sorular da gündeme getiriyor. Bilim insanları, modern depremlerin artçı şoklar olduğu teorisinin, büyük oranda genel mekansal dağılımdan kaynaklandığını ifade ediyor. Fakat, bu depremlerin birbirine yakın şekilde kümelenmiş olmalarının başka sebepleri de olabileceği için, birbirine sıkı bir şekilde bağlı gibi görünen bu depremlerin tamamen yeni depremler olabileceği konusunda dikkatli olunması gerektiği vurgulanmaktadır.

Eğer bu sarsıntılar artçı şoklar değilse, o zaman bu depremlerin devam eden bir sürünme sürecinin parçası olması muhtemeldir ve bilim insanları henüz bu durumu nasıl açıklayacaklarından emin değildirler.