Kıyamet Senaryoları: İnsanlığın Geleceğini Tehdit Eden Olasılıklar

İçindekiler

  1. Skynet
  2. Süper Kovid
  3. Nükleer Yok Oluş
  4. Ekosistem Çöküşü
  5. En Büyük Tehlike: Her Şeyin Bir Anda Ters Gitmesi

Haberleri yakından takip eden biriyseniz, zaman zaman dünyanın sonunun ne zaman ve nasıl geleceği hakkında düşüncelere dalabilirsiniz. Küresel salgının hala taze bir hatıra olduğu günümüzde, bu düşünceler birkaç yıl önceki kadar çılgınca görünmüyor. Güneş’in patlayarak Dünya’yı yakacak şekilde genişlemesi gibi uzak bir gelecekte olacak bir olaydan, çoğu memelinin yaşam süresi ortalaması olan bir milyon yıl boyunca var olma sürecimizin sonuna doğru yavaş bir yok oluşa kadar, bir gün insanlığın yok olacağı gerçeği kaçınılmaz. Ancak yukarıda bahsedilen kıyamet senaryolarının çoğu, milyonlarca yıl sonra gerçekleşecek olaylar; bu da şu anda endişelenmemiz gereken bir durum olmadığı anlamına geliyor. Diğer birçok kıyamet senaryosu ise tamamen kurgu ürünü. Bir asteroit çarpması, kesinlikle tüm insanlığı yok edebilecek bir potansiyele sahip olsa da, bunun gerçekleşme ihtimali oldukça düşük. Öte yandan, Oxford Üniversitesi’nden Toby Ord gibi düşünürler, insan ırkının gelecek yüzyılda yok olma ihtimalini 6’da 1 olarak değerlendiriyor. Bu durum, bizlerin dünyanın sonu ile yüzleşmek zorunda kalabileceği anlamına geliyor. Yazımızda, yaşam süremiz boyunca makul bir şekilde meydana gelebilecek kıyamet senaryolarını derinlemesine inceleyeceğiz…

Skynet

Yapay zeka (AI) üzerine yapılan tartışmaların çoğu, ekonomiye ve makinelerin iş gücümüzü ele geçirme olasılığına odaklanıyor. Ancak bu durum, asıl tehdidi göz ardı etmemize neden oluyor: süper zeka. Global Challenges Foundation tarafından yayımlanan bir makaleye göre, önümüzdeki yüzyılda yapay zekanın insanları ortadan kaldırmayı seçme ihtimali 10’da 1 gibi korkutucu bir seviyede. %10’luk bir ihtimal, düşük görünebilir; ancak bu, robotların yok etme potansiyelinin, bir asteroit çarpmasından çok daha yüksek olduğunu gösteriyor.

Süper Kovid

Küresel salgın, muhtemelen herkesin aklında hâlâ taze. İnsan ırkı bu acil durumla mücadele ederken, yeni bir virüse karşı ne kadar savunmasız olduğumuzu açıkça görmek zorunda kaldık. Global Challenges Foundation’ın raporu, gelecekteki bir salgının insan ırkının yok olma ihtimalini %5 olarak tahmin ediyor. İyi haber ise, bu tür ölümcül bir virüsün, 14. yüzyıldaki Kara Veba gibi sadece yarımızı yok etme ve geri kalanımızı nispeten rahat bırakma ihtimalinin daha yüksek olmasıdır.

Nükleer Yok Oluş

Nükleer silahlarla dolu bir savaşın ardından, Dünya’nın sonsuz bir Nükleer Kış içerisinde kalma fikri artık sıradan görünebilir. Ancak bu senaryonun önümüzdeki 100 yıl içinde gerçekleşme olasılığı %5 olarak öngörülüyor. İnsanlık, dünyayı birkaç kez eritebilecek ateş gücüne sahip; eğer ilk saldırıda kaybolanlar arasında değilseniz, nükleer felaket sonrası radyasyon zehirlenmesi veya buhrana kapılarak açlıktan ölme olasılığınız oldukça yüksektir.

Ekosistem Çöküşü

İklim değişikliği” ve “ekosistem çöküşü” gibi terimler, genellikle uzun vadeli olaylar olarak algılanıyor. Bu felaketlerin etkilerinin, bizleri değil, çocuklarımızı ve torunlarımızı etkilediği düşünülüyor. Ancak, doğal çevremizdeki genel çöküşün belirtileri çoktan görünmeye başladı. Bal arıları popülasyonlarının azalması, gıda yetiştirme yeteneğimizi tehdit ederken; “Altıncı Yok Oluş” korkuları, besin zincirinin yok olma ihtimalini beraberinde getiriyor. Kısacası, insanlığın kendi kendini besleme yeteneğini kaybetme olasılığı oldukça gerçek ve bu durum, yaşam süremiz içerisinde bile gerçekleşebilir.

En Büyük Tehlike: Her Şeyin Bir Anda Ters Gitmesi

Pek çok uzman, insanlığın sonunun tek bir dramatik olaydan ziyade, birçok felaketin birleşimiyle gerçekleşeceğini öngörüyor. On milyonlarca insanı yok eden, küresel tarımı ve ticareti sekteye uğratan sınırlı bir nükleer savaşın ardından teknolojik ve endüstriyel temelin sarsılmasıyla beraber, zayıflamış bir insanlığı vuran bir salgının ortaya çıkması, telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurabilir. Bu, neslin tükenme noktasına ulaşana kadar başa çıkma yeteneğimizi aşındıran, yavaş ilerleyen bir dizi mini felaketler dizisi olabilir. Bu senaryonun gerçekleşme ihtimali ise iç karartıcı bir seviyede yüksek görünmektedir.