İskitlerin Deri İşleme Sanatı ve İnsan Derisi Kullanımı

Uzun bir süre önce günümüz Ukrayna’sında yaşayan İskitlerin, insan derisinden eşyalar yaptığına dair bulguların ortaya çıkması, antik çağların gizemli halkları hakkında önemli bilgiler sunuyor. Bu keşif, antik Yunan tarihçisi Herodot’un, İskitlerin yaşam tarzı ve gelenekleri hakkında yazdığı kapsamlı eserleri doğruluyor. Araştırmacılar, bu çalışmada, güney Ukrayna’daki 14 farklı İskit bölgesinde bulunan deri kaynaklarını belirlemek için gelişmiş bir teknik olan paleoproteomik yöntemini kullanıyorlar.

Çeşitli kaynaklar (koyun, keçi, sığır, at ve hatta insan) üzerinden yapılan incelemeler, atlı bozkır gruplarının deri işleme konusundaki derin bilgilerini ortaya koyuyor. Ekibin araştırma sonuçları, geçtiğimiz hafta PLOS One dergisinde yayınlandı.

İnceleme ve Bulgular

18 İskit mezarından alınan 45 deri örneği incelenmiştir. Bu mezarların çoğu, Doğu Avrupa’da yer alan antik mezar höyükleri olarak bilinen kurganlardaydı. Atların evcilleştirilmesine dair en eski kanıtların bazıları, Romanya, Bulgaristan ve Macaristan’daki kurganlardan elde edilmiştir. İskitler, Avrasya bozkırlarında genetik çeşitlilik gösteren göçebe bir grup olarak biliniyor. Yeni makaleye göre, İskitler, “Avrupa ve Asya’nın çeşitli yerleşik toplumlarını birbirine bağlayan hareketli bir köprü” işlevi görmüşlerdir.

Bu eski halk, kıtalar arasında teknoloji, malzeme ve fikir alışverişinde bulunmuşlardır. İskitler, yaklaşık 2.500 yıl önce Herodot tarafından, bazen kendi gözlemleriyle, bazen de Doğu Asya’dan gelen ticaret yolları boyunca yayılan söylentilerle tanımlanmıştır. Penn Müzesi tarafından belgelenen bilgilere göre, Herodot, İskitleri, her birinin at sırtında ok atabilen ve tek evleri olan vagonlarıyla yaşayan bir halk olarak tanımlamaktadır. Ayrıca, yaya olarak tercih ettikleri silahın savaş baltası olduğunu da eklemiştir; arkeolojik kanıtlar, İskitlerin atlarına olan hayranlıklarını da göstermektedir.

Herodot’un Tanımları ve İnsan Derisi Kullanımı

Herodot, İskitlerin savaş alanında yendikleri düşmanlarının kanını içtikleri, kesilmiş kafaları ganimet olarak kullandıkları ve kafa derilerini kıyafet yapmak için bir araya getirdikleri hikayelerini detaylı bir şekilde anlatmaktadır. Bu araştırma açısından önemli bir nokta, Herodot’un şu ifadesidir: “Birçok kişi, ölü düşmanlarının sağ ellerinin derisini, tırnaklarını ve diğer her şeyini yüzüyor ve ok kılıfı için örtü yapıyordu.”

Araştırma ekibi, incelenen deri örneklerinin %26’sında taksonomik kimlik elde edemediklerini belirtmiş, ancak tespit edilen örneklerin çoğunluğunun muhtemelen keçi (C. hircus) derisi olduğunu saptamıştır. İkinci sırada koyun derisi (~%19) yer alırken, diğer deri kaynakları ise örneklerde kabaca eşit şekilde dağıtılmıştır. Daha da önemlisi, deri örneklerinden ikisi attan, ikisi ise insan derisiydi.

İnsan derisinin incelenmesi, ekibin deri parçalarının ilgili sadakların üst kısımlarına işlendiği sonucuna varmasını sağlamıştır. Sadakların geri kalanı ise hayvan derisinden yapılmıştı. Ancak, hayvan derisi sadakların yapımında bile farklı derilerin bir kombinasyonunun kullanıldığı tespit edilmiştir. Ekip, “her okçunun o anda mevcut olan malzemeleri kullanarak kendi sadağını yaptığını” öne sürmektedir. Bu eski savaşçılardan yalnızca birkaçı okluk olarak insan derisini kullanmış olsa da, bu çalışma, Herodot’un İskitler hakkındaki korkutucu iddialarından en azından birini doğrulamakta önemli bir yer tutmaktadır.