Artık Yılların Önemi ve Tarihçesi
Genellikle Dünya’nın Güneş etrafındaki bir turunu tamamlamasını 365 gün olarak tanımlasak da, bu yolculuk aslında 365 buçuk günden yaklaşık olarak 6 saat, yani çeyrek bir gün daha uzun sürmektedir. Bu nedenle, modern 12 aylık takvimimizde bu farkı gidermek için artık yıllar kavramı kullanılmakta ve bazı yıllarda Şubat ayına bir gün daha eklenmektedir. Bugün, bu durumu daha iyi anlamak için artık yılın nasıl oluştuğuna ve tarihsel kökenlerine bir göz atalım.
Artık Yılın Oluşumu
Dünya’nın Güneş etrafındaki turunu tamamlamasından arta kalan saatler, her dört yılda bir toplamda bir güne denk gelir. Artık yıl, bu fazladan günü Şubat ayına ekleyerek onu normal 28 gün yerine 29 gün haline getirir. Bu uygulama, takvim sistemlerinin zamanla değiştiği ve geliştiği bir süreçte ortaya çıkmıştır.
Tarihi Arka Plan
Artık yıl ve Güneş’in çevresindeki konumumuzun her yıl aynı günde yaklaşık olarak aynı yere denk getirilmesi fikri, Ay’ın döngülerine ve evrelerine dayandığı için insanların 365 yerine 355 günlük bir takvim kullandığı antik Roma dönemine kadar uzanmaktadır. Romalılar, zamanla takvimlerinin mevsimlerle uyumunun bozulduğunu fark ettiklerinde, eksik günleri telafi etmek için her iki yılda bir Mercedonius adını verdikleri fazladan bir ay eklemeye başlamışlardır.
Jülyen Takvimi
MÖ 45 yılında Roma İmparatoru Julius Caesar, Mısır’da geliştirilen güneş takvimini temel alarak yeni bir takvim sistemi başlattı. Bu sistemde her dört yılda bir Şubat ayına, takvimi Dünya’nın Güneş etrafındaki yolculuğuna uygun tutmak amacıyla fazladan bir gün ekleniyordu. Sezar’ın onuruna bu sistem, Jülyen takvimi olarak adlandırılmaktadır. Ancak, zamanla yapılan bu değişiklik yeterli olmadı.
Gregoryen Takvimi ve Düzeltmeler
Zaman geçtikçe, insanlar Dünya’nın Güneş etrafındaki yolculuğunun tam olarak 365,25 gün olmadığını, gerçekte 365,24219 gün sürdüğünü fark ettiler. Bu da, artan sürenin çeyrek bir günden yaklaşık 11 dakika daha az olduğu anlamına geliyordu. Yani her dört yılda bir tam gün eklemek, aslında sorunu gerekenden biraz fazla düzeltiyordu.
1582’de Papa Gregory XIII, bu durumu düzeltmek için küçük bir düzenleme yapan bir emir imzaladı. Bu emre göre “yüzyıl” yılları (1700, 2100 gibi 100’e bölünebilen yıllar) dışında, eğer bu yıllar 400’e bölünemiyorsa (2000 gibi), her dört yılda bir artık yıl olacaktı. Kulağa karmaşık gelse de, bu ayarlama takvimi daha da doğru hale getirdi ve o andan itibaren Gregoryen takvimi olarak adlandırılmaya başladı.
İslami Takvim ve Dini Günler
Eğer takvim her dört yılda bir bu küçük düzeltmeyi yapmasaydı, mevsimlerle uyumu yavaş yavaş bozulacaktı. Bunun çok daha belirgin bir örneğini, İslami takvimde görebiliriz. İslami takvim, ayın evrelerini takip eder ve fazladan gün eklemez. Bir kameri yıl yalnızca 355 gün uzunluğunda olduğundan, İslami takvimdeki önemli tarihler, güneş takvimine göre her yıl 10 ila 11 gün daha erken hareket eder.
- Örneğin, İslami takvimin dokuzuncu ayı olan Ramazan ayı, 2024’te 11 Mart’tan 9 Nisan’a kadar sürecektir.
- 2025 yılında ise 1-29 Mart tarihleri arasında kutlanacaktır.
- 2026’da ise 18 Şubat’tan 19 Mart’a kadar kutlanması planlanmaktadır.
Sonuç olarak, takvim sistemleri tarihi boyunca insanlığın zaman algısını etkileyen önemli unsurlardan biri olmuştur. Artık yıl uygulamaları, mevsimlerle uyumu sağlamak için atılan adımların bir sonucudur ve bu uygulama, takvimlerin evrimi açısından oldukça kritiktir.