NASA’nın Ay’daki Su Keşfi ve Artemis Görevi

NASA, 2025 yılında Ay’da bir bilim üssü inşa etme hedefi doğrultusunda astronot ekibini uydumuza göndermeyi planlıyor. Bu yıl gerçekleştirilecek Artemis I görevi, Ay üssü kurma hayalini gerçeğe dönüştürmek için atılan önemli adımlardan biri olacak. Ancak, herhangi bir dünya dışı uzay istasyonu inşa etmenin ve burada görevler yapmanın ön koşulu, insanların bu üste yaşayabilmesi için gerekli olan kaynakları sağlamaktır. Ve elbette, herhangi bir yerde yaşam sürdürebilmek için öncelikle suya ihtiyaç duyulmaktadır.

Scientific Reports dergisinde geçen ay yayımlanan bir makalede, yeni nesil Ay kaşifleri için umut verici sonuçlar ortaya kondu. Araştırmacıların yaptığı hesaplamalara göre, Ay’da beklediğimizden çok daha fazla su bulunma olasılığı var ve bu suyun, mavi gezegenimiz Dünya’dan oraya gitmiş olabileceği öne sürülüyor. Alaska Üniversitesi Fairbanks Jeofizik Enstitüsü’nden ve çalışmanın baş yazarı Gunther Kletetschka, konu ile ilgili olarak “NASA’nın Artemis ekibi, Ay’ın güney kutbunda bir üs kampı kurmayı planlarken, Dünya’da uzun zaman önce oluşmuş su iyonları, astronotların yaşam destek sisteminde kullanılabilir” açıklamasında bulundu.

NASA’nın üssü kurmak istediği bölge de tam olarak Ay’ın güney kutbu. Daha önceki araştırmalar, Ay’daki su miktarını çoğunlukla güneş rüzgarları, asteroitler ve kuyruklu yıldızların bir karışımına bağlayan teorilere dayanıyordu. Örneğin, milyarlarca yıl önce, Geç Yoğun Bombardıman olarak bilinen bir dönemde, asteroitler ve hidrojen ile oksijen iyonlarıyla dolu kuyruklu yıldızların Ay yüzeyine çarptığı düşünülüyor. Bu parçacıkların birleşerek su oluşturmuş olabileceği tahmin ediliyor.

Ancak, araştırma ekibi NASA’nın Lunar Reconnaissance Orbiter aracılığıyla topladığı Ay yerçekimi verilerini inceledikten sonra, Ay’daki su birikimini açıklamak için yeni bir yol keşfetti. Araştırmacılar, Ay kutuplarında en az 3,500 metreküp fazladan su bulunabileceğini öne sürüyor. Bu miktarın büyüklüğünü daha iyi anlamak için, bu su miktarının Dünya’nın sekizinci en büyük gölü olan Kuzey Amerika’daki Huron Gölü’ndeki su miktarına yaklaşık olarak eşit olduğunu belirtmek gerekir.

  • Araştırmacılar, Dünya’nın üst atmosferinde bulunan hidrojen ve oksijen iyonlarının geçmişte Ay gezegenimizin manyetosferinden geçerken kaçıp Ay yüzeyine düşmüş olabileceğini savunuyor.
  • Bu bağlamda, Dünya’nın atmosferik iyonlarının gezegenimizden itilme olasılığı oldukça yüksek.
  • Eğer Ay, bu itme yolunun üzerindeyse, püskürtülen parçacıkların Ay’ın yüzeyine düşmüş olma ihtimali yüksektir.

Ayrıca, Ay’ın kendine ait bir manyetosferinin olmaması nedeniyle, bu parçacıkları Dünya’ya geri püskürtmenin bir yolu yoktur. Bu durum, hidrojen ve oksijenin Ay yüzeyine kabul edilmesi gerektiği anlamına gelir. Kletetschka, bu durumu, Ay’ın Dünya’dan yayılan su iyonlarının “yağmuruna” maruz kalmasına benzetiyor. Bu iyonlar zaman içinde Ay’daki buza dönüşecek ve daha sonra çeşitli jeolojik süreçler sayesinde bu buz, yüzeyin altına itilerek sıvı suya dönüşecektir.

Eğer bu tahminler doğruysa, yalnızca Artemis görevinin işini kolaylaştırmakla kalmayacak, aynı zamanda gelecekteki uzay görevleri için Ay’ı su depolamak amacıyla bir istasyon olarak kullanma imkanı doğuracaktır. Kletetschka ve diğer araştırmacılar, bu tahminlerin oldukça muhafazakar olduğunu belirtiyor. Ay’da bu kadar büyük bir su miktarının oluşması için, Dünya’nın atmosferik iyonlarının yalnızca %1’inin kaçması ve Ay’a ulaşması gerektiği ifade ediliyor. Eğer daha fazla iyon Ay’a ulaşmışsa, su miktarının tahminlerin çok üzerinde olabileceği belirtiliyor.