Kleopatra’nın Efsanevi Parfümü: Antik Mısır’dan Günümüze

Mısır kraliçesi Kleopatra’nın herkesi kendine aşık ederken kullandığı parfüm, günümüzde tarihi tarifler, kimyasal analizler ve deneme yanılma yöntemleri kullanılarak yeniden yaratıldı. Antik Mısır, parfüm üretimi konusunda bir üne sahipti ve bu alanda, Kleopatra VII döneminde en az 3.000 yıllık bir geçmişe sahipti. Kraliçenin ölümünden kısa bir süre sonra, ona atfedilen parfüm tarifleri, tarihçiler ve arkeologlar tarafından not edildi.

Kleopatra’nın parfümü, yalnızca güzel kokular yaratmakla kalmıyor, aynı zamanda sosyal ve kültürel etkileşimlerin de önemli bir parçasıydı. Bilim insanları, 2.000 yıl sonra bu eski tarifleri Near East Archeology (Yakın Doğu Arkeolojisi) dergisinde yayımlayarak süreci ve elde edilen kanıtları gün yüzüne çıkardılar. Makalede, “[Mısır] parfüm ve merhemlerinin temeli, modern alkolümüz yerine bitkisel yağ veya hayvansal yağdı” ifadesi yer alıyor. Ayrıca, makalede şöyle devam ediliyor: “Kokular, güzel kokulu reçinelerin, ağaç kabuklarının ve otların yakılmasından çıkan duman yoluyla (‘parfüm’, per fumum’dan yani ‘duman yoluyla’ kelimelerinden türemiştir) veya reçineler, çiçekler, otlar, baharatlar ve ahşabın demlenmesiyle oluşturuluyordu.

Ancak, bu tariflerin kaydedildiği hiyerogliflerin anlamı zaman içerisinde kayboldu. Kleopatra’nın döneminde cenaze törenlerinde ve tapınak ayinlerinde kullanılan yağların adlarını biliyoruz, fakat bileşimleri uzun yıllar boyunca gizemini korudu. Yunan ve Roma kayıtlarının tercüme edilmesi daha kolay olsa da, yüzyıllar boyunca süren Yunan ve Roma egemenliğine rağmen, parfüm üreticileri genellikle yabancı yazarlar oldukları için bu kaynaklar daha az güvenilir olarak değerlendiriliyor.

Bu yazılarda, ne olduğu tam olarak bilinmese de “parfüm cevizinin yağı” olarak adlandırılan bir malzeme dikkati çekiyor. Ancak, Thmouis’de bir parfüm fabrikasına benzer bir yapının keşfi, yeni araştırma fırsatlarını beraberinde getirdi. Thmouis, parfümleriyle ünlü Mendes’in bir uzantısıydı. Bu alanda bol miktarda bulunan seramik parfüm kaplarının, arkeologlar tarafından evsel ihtiyaçlar için değil, ticari amaçlar için kullanıldığı düşünülüyor.

X-ışını kullanılarak yapılan analizler, kapları yapmak için kullanılan Nil kumu ve içindeki artıklar dahil olmak üzere, kaplarda bulunan molekülleri incelemeye olanak sağladı. Tarihi metinleri ve modern kimyayı bir araya getiren Freie Universität Berlin’den Dr. Dora Goldsmith ve Humboldt-Universität zu Berlin’den Dr. Sean Coughlin, bir hükümdarın bir imparatorluğun yarısını riske atabileceği kadar baştan çıkarıcı bir koku keşfetme umuduyla çeşitli malzemeleri test ettiler.

İkili, değişkenlerden oluşan bir karışım denemesi yaparak, taze çekilmiş mür ve tarçından oluşan baharatlı bir temel nota ile tatlılığın eşlik ettiği son derece hoş bir koku elde etmeyi başardılar. Ayrıca, Mısır parfümlerinin taşınırken kalitesini koruduğuna dair raporlarla tutarlı olarak, bu çekici kokunun iki yıl boyunca sürdüğü belirlendi.

Kleopatra’nın tam parfümü muhtemelen hiçbir zaman kesin olarak ortaya konamayacak; çünkü bileşimi hala tam anlamıyla bilinmiyor. Ancak en azından artık, bu efsanevi parfümün neye benzeyebileceği hakkında bir fikir edinebilmiş durumdayız.