İnsanlığın Soyunun Tükenmesi: Gerçek Bir Tehlike mi?
İnsanlığın soyunun tükenmesi fikri, kulağa yeni bir bilim kurgu filminin ilginç bir konusu gibi gelebilir. Ancak, bu durumu ciddiye almak için bir nedenimiz var; bu film gerçek olma potansiyeline sahip. Yine de, panik yapmaya gerek yok çünkü bu sona ulaşmamıza daha milyonlarca yıl var. Neyse ki, bilim insanları insan ırkını kurtarmak için devrim niteliğinde bir plan üzerinde çalışıyorlar.
Bu planın hayata geçebilmesi için 5D hafıza kristalleri gerekmekte. Southampton Üniversitesi’nden bir araştırma ekibi, insan genomunun tamamını bir kristal üzerinde saklamayı başardıklarını ve bunun insanlığın yok olma tehlikesinden kurtulmasına yardımcı olabileceğini düşünüyorlar. Bu kristal, şu an Avusturya’nın Hallstatt kentindeki özel bir zaman kapsülü olan Memory of Mankind arşivinde korunuyor.
Bilim insanlarına göre, bu devrim niteliğindeki veri depolama formatı milyarlarca yıl boyunca hayatta kalma potansiyeline sahip. Zamanla bozulan diğer veri depolama yöntemlerinin aksine, 5D bellek kristalleri 360 terabayta kadar bilgiyi yüksek sıcaklıklar altında bile kayıpsız bir şekilde saklayabiliyor. Zamanla bozulmaya yatkın veri depolama araçları konusunda akla gelen ilk örnekler, 20 yıl önce herkesin elinde dolaşan floppy disketleri veya günümüzde çoğumuzun unuttuğu CD ve DVD’lerdir. Ayrıca, 10 yıl geçince arızalanmaya başlayan sabit diskleri saymıyoruz bile. Bu nedenle, kristal üzerinde veri depolama fikri, yeni bir dönemin kapılarını aralayabilir.
İlginç bir şekilde, bu teknoloji 70’li ve 80’li yıllardaki bilim kurgu filmlerinde, parıltılı uzay gemilerinin içindeki makinelerde kullanılan minik kristallerle de akıllara kazınmış durumda. Yani, bu teknolojinin potansiyelinden uzun zamandır haberdarız. Öte yandan, bu özellik 2014 yılında en dayanıklı veri depolama malzemesi olarak Guinness Dünya Rekoru’na layık görüldü.
Bu kristaller, donma, yangın ve 1.000°C’ye kadar varan yüksek ve düşük sıcaklıklara dayanıklı. Ayrıca, cm² başına 10 tona kadar doğrudan darbelere karşı da son derece dirençli. Kozmik radyasyona maruz kaldıklarında ise bu durum hiç umurlarında olmuyor. Profesör Peter Kazansky liderliğindeki ekip, silika içerisinde yönlendirilmiş nano yapılı boşluklara verileri hassas bir biçimde yazmak için 20 nm boyutunda ultra hızlı lazerler kullanıyor. Elbette, PC’lerimizde veya telefonlarımızda veri depolamak için kristal kullanma fikri henüz mantıklı görünmüyor. Ancak, yarın çılgın bir mühendisin “Kristal diskler ürettim” demeyeceğini kim bilebilir?