Uzmanından Ailelere ‘Deprem’ Uyarısı: Travma Çocukların Bedenine Yansıyor

İstanbul Depremleri ve Psikolojik Etkileri

İstanbul’da meydana gelen depremler, kentte büyük panik ve kaygıya neden olmaktadır. Bu tür büyük doğal afetler, yalnızca fiziksel yapılar üzerinde değil, bireylerin ruhsal dünyasında da derin etkiler bırakmaktadır. Klinik Psikolog Hilal Savaş, depremlerin insanların psikolojik durumunu nasıl etkilediğine dair önemli bilgiler sunmaktadır.

Deprem Sonrası Psikolojik Tepkiler

Depremler, kontrol kaybı hissini, güven duygusunda zedelenmeyi ve hayatta kalmaya ilişkin temel korkuları tetikleyebilir. Depremin hemen ardından birçok bireyde şok ve inkâr, yoğun korku, uyku bozuklukları, ani irkilmeler, öfke patlamaları, içe kapanma ve suçluluk duygusu gibi çeşitli ruhsal tepkiler gözlemlenebilir. Bu tür tepkiler, travmatik bir olay sonrasında beklenen ve anlaşılabilir bir süreçtir. Ancak belirtilerin iki haftadan uzun sürmesi veya günlük yaşamı ciddi şekilde etkilemesi durumunda profesyonel destek alınması büyük önem taşımaktadır.

Çocukların Duygusal Durumu ve Tepkileri

Depremler yalnızca yetişkinleri değil, aynı zamanda çocukları da derin etkiler altına almaktadır. Özellikle küçük yaş gruplarındaki çocuklar için dünya güvenli bir yerken, böyle yıkıcı olaylar bu temel algıyı sarsar. Klinik Psikolog Hilal Savaş, çocukların yaş ve gelişim düzeylerine göre farklı tepkiler verebileceğini belirtmektedir. Bu bağlamda:

  • Okul öncesi çocuklarda alt ıslatma, parmak emme, aşırı yapışkanlık gibi davranışlar görülebilir.
  • İlkokul çağındaki çocuklarda baş ve karın ağrısı gibi somatik şikayetler, dikkat dağınıklığı ve suçluluk duyguları sıkça görülmektedir.
  • Ergenlerde sosyal çekilme, varoluşsal sorgulamalar, duygusal dalgalanmalar ve geleceğe dair kaygılar gözlemlenebilir.

Çocukların bu süreci nasıl atlatacağı konusunda ebeveyn tutumu belirleyicidir. Ebeveynlerin, çocukların duygularını bastırmasına değil, ifade etmesine alan açması gerekmektedir. Çocuğu susturmak yerine onunla empati kurmak ve duygularını ifade etmesine yardımcı olmak önemlidir.

Çocuklara Güven Veren İletişim Yöntemleri

“Korkmana gerek yok” gibi bastırıcı ifadeler yerine, “Evet, çok korkmuştuk ama birlikteyiz” gibi güven veren cümlelerin tercih edilmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Sürekli haberleri takip etmek çocuklarda kaygıyı artırır. Bu nedenle, çocukların oyunlar yoluyla yaşadıklarını ifade etmeleri teşvik edilmelidir. Rutinlerin yeniden kurulması çocuklara güven hissi kazandıracaktır. Yemek, uyku, oyun ve okul gibi temel alanlarda tahmin edilebilirliğin yeniden sağlanması önemlidir. Ayrıca, bedensel temasın da çocuklar için güçlü bir güvenlik hissi oluşturduğu unutulmamalıdır.

Uzman Desteğinin Önemi

Deprem sonrasında çocuklarda yoğun öfke, içe kapanma, okula gitmeyi reddetme, aşırı tetikte olma hali, kalıcı kabuslar ve bedensel yakınmalar gibi belirtilerin iki haftadan uzun sürmesi durumunda mutlaka uzman desteği alınması gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki, çocuklar yaşadıkları olaylardan çok, o olaylar sırasında çevrelerinden aldıkları duygusal tonu içselleştirirler. Ebeveynin sakinliği, dürüstlüğü ve tutarlılığı çocuğun içsel güvenini yeniden inşa etmesinde en büyük rehberdir.

Sonuç Olarak

Depremler, hem fiziksel hem de psikolojik açıdan yıkıcı etkiler bırakabilmektedir. Bu tür olaylarda, bireylerin ve özellikle çocukların ruhsal sağlığını korumak için gerekli önlemleri almak ve profesyonel destek almak büyük önem taşımaktadır. Deprem sonrası yaşanan ruhsal tepkilerin doğru bir şekilde yönetilmesi, bireylerin ve ailelerin bu zor süreçten daha az hasar alarak çıkmalarını sağlayacaktır.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın