Plüton’un Sınıflandırılması: Gezegen mi, Cüce Gezegen mi?

Plüton’un Sınıflandırılması ve Tartışmalı Gezegensel Statüsü

24 Ağustos 2006 tarihinde, yani 16 yıl önce, Uluslararası Astronomi Birliği (IAU), Güneş Sistemi’ni köklü bir şekilde değiştirecek bir karar aldı. IAU üyeleri, “gezegen” teriminin ne anlama geldiğini netleştirmek adına uzun süredir tartışılan bir öneriyi oyladılar. Bu süreç sonucunda Plüton, cüce gezegen olarak yeniden sınıflandırıldı ve Güneş Sistemi’ndeki gezegen sayısı sekize indirildi. Ancak, üzerinden geçen 16 yılın ardından bile, bu karar hâlâ tartışmalı olmaya devam ediyor.

IAU, diğer yıldızların etrafındaki gezegenler (ötegezegenler) ve yıldız sistemlerinden çıkarılan gezegenler için birçok olası tanım üzerinde durdu. Ancak, yıldız sistemlerinden kopmuş olan haydut gezegenlerin tanıma dahil edilmesi konusunda zorluklar yaşandı. Prag’daki 10 günlük konferansın son gününde mevcut tanım ortaya kondu, oylandı ve kabul edildi. Bu tanıma göre, bir gezegenin gezegen statüsünü kazanabilmesi için üç temel koşulu sağlaması gerekiyor:

  • Güneş’in yörüngesinde dönmesi, yani tüm ötegezegenler ve haydut gezegenler tanımın dışında kalıyor.
  • Hidrostatik dengeye ulaşmış olması, yani kabaca küresel bir şekle sahip olması gerekiyor.
  • Ana yerçekimi cismi olarak yörüngesini temizlemiş olması gerekiyor.

Ne yazık ki Plüton, bu koşullardan üçüncüsünü yerine getiremiyor. Bu uzak gezegen, Neptün ile paylaştığı yörüngesini henüz temizleyebilmiş değil. Ancak Plüton’un gezegen statüsünü savunanlar, Dünya, Mars, Jüpiter ve Neptün’ün de yörüngelerini tam anlamıyla temizlemediğini öne sürüyor. Örneğin, Ay hariç tutulduğunda, Dünya, yörüngesini geçen diğer asteroitlerden 1.7 milyon kat daha ağırdır. Plüton ise kendi yörüngesindekilerden yalnızca 0.07 kat daha ağırdır.

Bilimsel çevrelerde ve halk arasında bu tartışmalar, Plüton’un sınıflandırılmasını bir indirgeme olarak nitelendiriyor. Ancak, Plüton’un iki yeni nesne sınıfının ilk örneği olarak cüce gezegenler ve plutoidler olarak yükseltildiği de savunulmaktadır. Tartışmanın her iki tarafı da tanımın ne kadar eksik olduğunu ve gezegenlerin sıklıkla yalnızca “gezegenler” olarak değil, “kayalık”, “gaz devi”, “buz devi” gibi ekstra sıfatlarla tanımlandığını vurguluyor. Bu bağlamda, belki bir gün cüce terimi, “gezegen”in bir alt kategorisi olarak düşünülmeye başlanabilir.

Bu terim, ilk kez 2015 yılında Plüton’u ziyaret eden New Horizons’un baş araştırmacısı Alan Stern tarafından gündeme getirildi. Stern, Plüton’un tekrar gezegen olarak kabul edilmesini arzuladığını da ifade ediyor. Plüton’un yeniden gezegen olarak kabul edilmesi durumunda… Astronomlar arasında kesin bir bilgi var, ancak kamuoyunda pek fazla konuşulmayan bir detay var. Artık Güneş Sistemi’nde dokuz gezegenin olamayacağı biliniyor. Bunun nedeni, adını çekişme ve anlaşmazlık tanrıçasından alan bir cüce gezegen olan Eris’in keşfedilmiş olmasıdır. Eris, Plüton’dan daha fazla kütleye sahip ancak sadece biraz daha küçük. Bu durumda, eğer Plüton tekrar bir gezegen olarak kabul edilirse, muhtemelen Eris’in de gezegen statüsüne alınması mantıklı olacaktır. Ayrıca Mike Brown, Chad Trujillo ve David Rabinowitz tarafından keşfinin duyurulması sırasında 10. gezegen olarak adlandırılmıştı. Bu gezegenin varlığı, ertesi yıl mevcut kararı kabul eden IAU’nun bir karar almasını zorunlu kıldı. Yani, ya sekiz gezegenimiz var ya da Ceres, Pluto, Eris, Haumea ve Makemake gibi cüce gezegenleri ekleyerek en az 13 gezegenimiz olacak. Ayrıca astronomi topluluğu tarafından cüce gezegenler olarak kabul edilen ancak henüz IAU tarafından resmen tanınmayan daha pek çok gök cismi bulunuyor.