Dünyanın Sürdürülebilir Pil Geleceği: Kabukluların Rolü
Dünya, alışılmadık bir kaynakla daha sürdürülebilir piller üretme yolunda ilerliyor: Kabuklular. Geçtiğimiz hafta Matter dergisinde yayımlanan bir çalışma, araştırmacıların yengeç ve ıstakoz kabuklarında bulunan bir bileşenle biyolojik olarak parçalanabilen bir pil geliştirdiklerini ortaya koydu. Bu pillerin çalışma prensibi, her iki uçtaki elektrik terminalleri arasında bulunan ve iyonların elektrik üretmek için pozitif ve negatif yüklü terminaller arasında hareket etmesine yardımcı olan elektrolit maddeye dayanıyor.
Geleneksel pillerde bu amaçla genellikle kurşun veya lityum kullanılır. Ancak fosil yakıtların kullanımını azaltmak için büyük miktarda pile ihtiyaç duyulacağı gerçeği, geleneksel elektrolit maddelerinin beraberinde getirdiği yeni sorunları da gözler önüne seriyor. Bu sorunlar arasında:
- Geri dönüşüm karmaşıklığı: Geleneksel pillerin elektrolitleri geri dönüştürülmesi son derece zor.
- Biyolojik parçalanma eksikliği: Mevcut elektrolitler biyolojik olarak parçalanamıyor.
- Güvenlik riskleri: Elektrolitler, kendi başlarına tehlikeli olabiliyor; patlama veya yangın riski taşıyorlar.
Lityum piller ile ilgili bir diğer sorun da, öngörülen enerji ihtiyacını karşılamak için büyük ölçekli madencilik faaliyetlerinin gerekliliğidir ki bu durum çevreye ciddi zararlar verebiliyor. Yengeçler ve ıstakozların dış iskeletlerinde bulunan kitin, kabuklarını sağlam ve güçlü tutan bir bileşen olarak dikkat çekiyor. Kitin, araştırmacıların pile enerji sağlamak amacıyla çinko ile birleştirdiği kitosan adlı bir türev haline getirilebiliyor.
Yapılan araştırmalara göre, bu yeni piller 400 saatlik kullanım süresinden sonra bile verimli bir şekilde çalışmaya devam ediyor. Üstelik, geleneksel pil elektrolitlerinin aksine, bu madde yaklaşık beş ay içinde toprakta parçalanarak geri dönüştürülebilen çinko bırakıyor.
Maryland Üniversitesi Malzeme İnovasyonu Merkezi direktörü Liangbing Hu, bir basın açıklamasında “Gelecekte, pillerdeki tüm bileşenlerin biyolojik olarak parçalanabilir olmasını umuyorum” diyerek, bu malzemelerin üretim süreçlerinin de çevre dostu olmasını ekliyor.
Ancak, bu üretimin laboratuvar ortamında başarılı olması, tüm kirli pil sorunlarının çözüldüğü anlamına gelmiyor. Nottingham Üniversitesi’nde malzeme kimyası profesörü olan ve çalışmaya dahil olmayan Graham Newton, “Pil teknolojileri için yeni malzemeler geliştirdiğinizde, gelecek vaat eden laboratuvar sonuçları ile kanıtlanabilir ve ölçeklenebilir bir ürün arasında önemli bir boşluk oluyor” şeklinde belirtiyor. Buna rağmen, Newton çalışmanın umut verici olduğunu vurguluyor: “Çinko iyon pillerin geliştirilmesinde hâlâ bazı zorluklar var, ancak bunun gibi temel araştırmalar son derece önemli.”