Eşeklerin Evcilleştirilmesi ve Tarihçesi
Eşekler, insanlık tarihi boyunca yük taşıma amacıyla kullanılan önemli hayvanlar olmuştur. Günümüzde hala çeşitli bölgelerde uzun mesafeler boyunca malzeme taşımak için tercih edilmektedirler. Ancak, eşeklerin evcilleştirilme sürecinin ne zaman ve nerede gerçekleştiği konusundaki bilgilerimiz sınırlıydı. Bir grup genetikçi, bu konuda yeni bir araştırma yaparak eşeklerin evcilleştirilme tarihine ışık tutmayı amaçladı.
Ekip, 238 eşek genomunu inceleyerek, bunların 31’inin antik eşeklere ait olduğunu belirledi. Bu çalışmalar sonucunda, eşeklerin Doğu Afrika’da evcilleştirilmiş olabileceğine dair en eski arkeolojik kanıtların ortaya çıkmasından yalnızca kısa bir süre önce, yaklaşık MÖ 5.000 civarında bir evcilleştirme olayı yaşandığını tespit etti. Araştırma sonuçları, Science dergisinde yayımlandı.
Fransa’daki Université Paul Sabatier’de görevli genetikçi ve çalışmanın ortak yazarı Ludovic Orlando, bu konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Horn ve Kenya, günümüzde ilk evcilleştirilen eşeklere en yakın olan bölge olarak belirlenmiştir” dedi. Ancak, Orlando devamında, “Bu durum, eşeklerin atalarının başka bir bölgede yaşamış olabileceği gerçeğini değiştirmiyor, dolayısıyla eşeklerin anavatanının kesin konumunun burada olduğu anlamına gelmiyor” ifadelerini kullandı.
Uzmanlar, eşeklerin kökeninin Sudan, Mısır veya Afrika Boynuzu gibi kuzeydoğu Afrika bölgelerinde bir yerde oluşmuş olabileceğini düşünmektedir. Ekip, eşeklerin kesin başlangıç noktasını belirlemek için daha fazla arkeolojik araştırmanın gerekli olduğunu vurguluyor. Yeni kazılar, eşeğin evcilleştirilmesine dair somut kanıtları ortaya çıkarabilir.
Geçtiğimiz yıl, Orlando ve ekibi, atların genetik tarihi ve Doğu Asya’daki evcilleştirilmesi hakkında önemli ayrıntılar yayınlamıştı. Bu yeni çalışma, bilim insanlarının eşekler ve atlar arasındaki genetik bağlantıları ve bu hayvanların bir araya geldiği yerler hakkında daha fazla bilgi edinmesine yardımcı olabilir.
Ayrıca, araştırmacılar, Batı Afrika ve Avrupa arasında Roma dönemine kadar uzanan eşeklerin dağılım modellerini haritaladılar. Sonuç olarak, Levant bölgesinde yaklaşık 2.200 yıl önce var olan daha önce bilinmeyen bir eşek soyunu tanımladılar. İncelenen 200’den fazla eşek genomu arasında, Roma Fransası’ndan alınan üç dişi eşek ve altı erkek eşekten elde edilen genetik bilgiler de yer alıyordu. MS 200 ile MS 500 yılları arasında bir tarihe sahip olduğu düşünülen bu bölge, büyük eşekler için bir üreme alanı gibi görünmektedir.
Araştırma ekibi, bu bölgenin Roma İmparatorluğu’ndaki eşek taleplerini karşılamaya yardımcı olan birçok yerden biri olabileceğine dair güçlü bir şüphe taşımaktadır. Ayrıca, arkeologlar bu yılın başlarında, insan tarafından yetiştirilen en eski melez hayvan olan eşek-yabani eşek melezi kunga ile ilgili kanıtlara ulaşmıştır. Orlando, bu son çalışmanın, eşeklerin ve atların birleşimi olan kısır yavruların kökenleri hakkında da önemli soruları yanıtlayabileceğini düşünüyor.