Kraliçenin Ölümü ve Arılara Bilgilendirme Geleneği

İngiltere Kraliçesi veya Kralı vefat ettiğinde, ardında bir dizi resmi işlem ve törenler başlatılır. Bu süreç, hükümdarın ölümünü Başbakan’a bildirmek için kullanılan bir kod cümlesi olan “Londra Köprüsü düştü” ifadesinin iletilmesiyle başlar. Ardından, 10 günlük resmi yas süreci başlamış olur. Bu süreçte belki de en ilginç ve sıradışı geleneklerden biri, kraliyet arılarına kraliçenin ölümü hakkında bilgi verilmesidir.

Yüzyıllardır süregelen bu gelenekte, kraliyet arıcısı Buckingham Sarayı ve Clarence House arazisindeki kovanları ziyaret ederek kovanlara siyah kurdeleler yerleştirir ve arılara Kraliçe’nin vefat ettiğini bildirir. Her kovanın üzerine nazikçe vurulur ve arıcının, ‘hükümdar öldü ama sakın gitmeyin. Yeni efendiniz size iyi bir efendi olacak‘ şeklinde bir mesaj fısıldaması sağlanır. Bu iletişim, arıların tercih ettiği popo sallama (diğer adıyla sallanma dansları) yerine doğrudan İngilizce olarak yapılır. Kraliçe II. Elizabeth’in ölümünün ardından da bu gelenek aynen devam edecektir.

Geleneksel Bir Uygulama

Bu uygulama yalnızca Kraliyet ailesiyle sınırlı değildir. İlginç bir şekilde, arıların bilgilendirilmesi geleneği, Avrupa’da uzun süredir devam eden bir arıcılık pratiği olarak bilinir. Bir batıl inanca göre, sahibinin ailesinden birinin vefat etmesi durumunda arılara bilgi verilmesi ve “yas tutmalarına yardımcı olunması” gerekmektedir. 1899 yılında yayımlanan “Bal Yapımcıları” adlı eserde, bu konuyla ilgili dikkat çekici bilgiler yer almaktadır. Kitapta, arıların cenazeye dahi davet edildiği belirtilmektedir; zira Yorkshire’da, arılar bir aile üyesinin ölümüyle ilgili bilgilendirilmezlerse, ölecekleri ya da daha az bal üretecekleri düşünülmektedir.

19. yüzyılın başında bir rahibin öğrendiklerine göre, “Bir cemaatte kocası kısa bir süre önce ölen bir ‘yaşlı kadın’, ona arının ölüm hakkında herhangi bir şeyi anlayabileceği fikrinin ne kadar aptalca olduğunu göstererek onu bu eylemden vazgeçirdiğimde arılarına yas tutturmak’ üzereydi. Sonraki kış içerisinde arıları öldü.” ifadesi, bu gelenekte ne kadar ciddiyetle yaklaşıldığını göstermektedir.

Amerika’da Benzer Uygulamalar

Bu uygulamanın Amerika’ya da ulaştığı görülmektedir. 19. yüzyılın sonunda Carolina dağlarında yaşayan bir dağcının sözlerine göre, “Her kovana hafifçe vuruyor ve ‘Lucy öldü’ diyorsun.” Bu geleneğin benzer bir versiyonu, Fransa’da da mevcuttur; burada ölen kişiye ait bir giysi parçası arıların kovanının altına gömülmekte ve ölen kişinin arıları asla satılmamaktadır. Bu uygulamanın kökeni hakkında çok fazla bilgi olmasa da, Kelt mitolojisine göre bir arının ölümden sonra görülmesinin ruhun bedeni terk ettiğinin bir işareti olduğu düşünülmektedir.

Uygulama, Batı Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri’nde 18. ve 19. yüzyıllarda en parlak dönemini yaşadıktan sonra azalmaya başlamıştır. Ancak görünüşe göre İngiltere’de bu ilginç gelenek, tüm tuhaflığıyla devam etmektedir.