Venüs: İnsan Keşfi İçin Cazip Bir Hedef mi?
Kurşunu eritecek kadar yüksek sıcaklıkları, ezici atmosferik basıncı ve sülfürik asit bulutlarıyla komşu gezegen Venüs, insan keşif seferleri için ilk bakışta pek de cazip bir yer gibi görünmeyebilir. Ancak bazı uzmanlar, Mars yerine Venüs’ün insanlı bir görev için ilk hedef olabileceğini savunuyor.
Böyle bir çalışmanın kayda değer zorlukları bulunmakla birlikte, Venüs’e yönelik bir keşif seferinin avantajları da göz ardı edilemez. Yüzeyde yürüyerek hayatta kalmanın imkânsız olacağı düşünülürse, astronotların yalnızca uzay gemilerinin güvenliğinden yararlanarak gezegeni gözlemlemek zorunda kalacakları anlaşılmaktadır. Ancak Venüs, Mars’a potansiyel olarak üç yıllık bir gidiş-dönüş süresi ile karşılaştırıldığında, bir yıl içinde geri dönülebilecek bir görevi mümkün kılan bir konumda yer alıyor.
Geçtiğimiz hafta Paris’te düzenlenen Uluslararası Astronomi Kongresi’nde (IAC) sunulan bir rapora göre, Venüs’e yapılacak bir uçuş, bilimsel olarak önemli veriler sağlayacak ve Mars ziyaretinin öncüsü olarak uzun bir derin uzay görevine dair kritik deneyimler sunacaktır. Johns Hopkins Üniversitesi Uygulamalı Fizik Laboratuvarı’ndan ve Venüs uçuşunun savunucularından Dr. Noam Izenberg, “Venüs, son derece zorlu bir yüzey ortamına sahip olduğu için kötü bir üne sahip” diyerek bu gezegenin algısını eleştiriyor. Izenberg, NASA’nın mevcut paradigmasının Ay’dan Mars’a doğru olduğunu belirterek, “Venüs’ü bu yolda ek bir hedef olarak göstermeye çalışıyoruz” ifadesini kullanıyor.
Izenberg, NASA’nın 2030’ların sonunda gerçekleştirmeyi planladığı mürettebatlı Mars inişine Venüs uçuşunun dahil edilmesi için çeşitli pratik argümanlar sunduğunu belirtiyor. Venüs, “yanlış” bir yönde konumlanmış olsa da, sapan hareket olarak bilinen bir manevralarla gezegenin etrafında dönmek, Mars’a ulaşmak için gereken seyahat süresini ve yakıtı azaltabilir. Bu durum, Venüs’e mürettebatlı bir uçuşu NASA’nın nihai hedefine giden doğal bir basamak haline getirebilir.
Izenberg ayrıca, “Kendinizi tam bir Mars görevine adamadan, derin uzayda insanların nasıl çalıştığını öğrenme fırsatı bulacaksınız” diyerek bu deneyimin önemini vurguluyor. Ayrıca, “Bu, yalnızca boş bir alana gitmek değil – başka bir gezegeni ziyaret ediyor olmanın prestiji de oldukça önemli olacaktır” şeklinde ekliyor.
Ancak bu konsepti benimsemeyenler de mevcut. UCL’nin Mullard Uzay Bilimi Laboratuvarı’nda çalışan uzay bilimcisi Prof. Andrew Coates, “Gerçekten gitmek için cazip bir yer değil. Cehennem gibi bir ortam ve bir insan görevi için termal zorluklar oldukça büyük olacaktır” diyor. Coates, Venüs’ün bilimsel keşiflerin odak noktası olmasının haklı olduğunu, ancak insanlı bir geçişin bize çok fazla yeni bilgi sunmayacağı görüşünde.