Kararsızlık ve Seçim Yapmanın Zorluğu: Netflix Örneği

Kararsızlık ve Seçim Yapmanın Zorluğu

Sıklıkla Netflix’i açıp, kendinizi bir dizi veya film seçmeye çalışırken dakikalarca ekranda dolaşırken bulmuş olabilirsiniz. Sayısız film ve dizi arasından seçim yapmak zorunda kalmak, gerçekten de bir paradoks gibi görünebilir. Bu kararsızlık, Netflix’in popüler dizisi The Good Place’in önemli bir parçası haline bile geldi. Ancak bu durumun arkasında gerçek bir bilimsel temel var. Bu kararsızlık, yalnızca Making a Murderer ve American Vandal gibi şovlar arasında seçim yapmakla sınırlı değil; aynı zamanda, öğle yemeği siparişinizi seçmekten, bir sonraki cümlenizde hangi kelimeleri kullanacağınızı belirlemeye kadar birçok farklı durum için geçerli olabilir.

California Teknoloji Enstitüsü’nde yapılan bir araştırmaya göre, bu kararsızlık ön singulat korteks ve striatum adı verilen beyin bölgeleriyle ilişkilidir. Science Daily’nin bildirdiğine göre, araştırmacılar deneklere 6, 12 veya 24 nesneden oluşan gruplar sundular. Bu deneyde, deneklere alışveriş seçimlerini taklit edecek farklı reçeller verildi ve her birinden birini seçmeleri istendi. Deneklerin beyin aktiviteleri izlenirken, 12 seçenek arasından en iyi olanı seçmeleri istendiğinde beyin aktivitelerinin en yüksek seviyeye ulaştığı gözlemlendi.

Çalışmayı yöneten profesör Colin Camerer, ön singulat korteksin (maliyet-fayda analizinden sorumlu) ve striatumun (değer belirlemekten sorumlu) bu seçim sürecinde daha fazla aktivite gösterdiğini ifade etti. Araştırmaya göre, 6 ürün arasından bir seçim yapmaları istendiğinde, deneklerin beyinleri “Bu gerçekten bir seçim değil; bunlardan herhangi biri benim Netflix isteklerimi nasıl karşılayabilir? Eğer seçenekler sunmakla uğraşmayacaksan, bunu kendim de yapabilirim.” şeklinde tepki veriyor. 12 ürüne geçildiğinde ise beynimiz “Vay canına, güzel seçenekler var. İhtiyaçlarımı karşılayacak oldukça fazlası mevcut; fazla düşünmeden gerçek bir karar verebilmem için yeterli önerim var gibi hissediyorum.” yanıtını veriyor.

Ancak 24 seçenekte, beynimiz adeta bir tavşan deliğine girmiş gibi hissediyor: “Çok fazla film var! Hepsinin harika olduğunu, herkesin bunlar hakkında konuştuğunu ve hepsinin eleştirmenlerce beğenildiğini söyleyip dururken, bunlardan birini nasıl seçebilirim ki!” düşüncesi ortaya çıkıyor. Kısacası, Camerer, seçeneklerin belli bir sayının üzerine çıktığında seçim yapmanın zorlaştığını belirtiyor. Bu sayı, muhtemelen kişiden kişiye ya da konudan konuya değişiklik gösterebilir, ancak çok fazla seçeneğe sahip olmanın karar verme sürecini gerçekten zorlaştırdığı açık.