Dünya’daki Büyük Yok Oluşlar ve Ediacaran Dönemi
Dünya tarihindeki büyük kitlesel yok oluşlara baktığımızda, Büyük Beş Yok Oluş arasında ilk sırada yer alan, yaklaşık 445 milyon yıl önce meydana gelen Geç Ordovisyen dönemi dikkat çekmektedir. Ancak, bu yok oluşun öncesinde, yaklaşık 100 milyon yıl kadar önce, hayvanların toplu bir ölüm yaşadığına dair kanıtlarda son yıllarda önemli bir artış gözlemlenmiştir. Yaklaşık 550 milyon yıl önce, küresel oksijen seviyelerindeki ani bir düşüş, memeli türlerinin yaklaşık %80’inin yok olmasına neden olmuştur.
Bu döneme ait olan Ediacaran Dönemi yok oluşunun izlerine, iki önemli fosil kaynağından ulaşılmıştır. İlk fosil kaynağı, 560 ila 550 milyon yıl öncesine tarihlenen Beyaz Deniz topluluğuna aittir. Daha yeni olan ikinci fosil kaynağı ise, 550 ila 539 milyon yıl öncesine ait ve Nama topluluğu olarak adlandırılmaktadır. İlk fosil kaydı, 70 farklı cins büyük ölçekli deniz hayvanını içerirken, sonraki fosil kaydında sadece 14 tanesine rastlanması dikkat çekicidir. Bu durumun, iki topluluk arasındaki örnekleme veya koruma önyargılarından kaynaklanmış olabileceği düşünülse de, araştırma ekibi buna dair kesin bir kanıt elde edememiştir.
Yapılan araştırmalar, hacimlerine göre daha geniş bir yüzey alanına sahip deniz hayvanlarının hayatta kalma olasılıklarının daha yüksek olduğunu göstermektedir. Bu durum, daha fazla oksijen alabilen türlerin yaşama şansının daha fazla olduğunu işaret etmektedir. Virginia Tech’ten Scott Evans, bu konuda yaptığı açıklamada: “Çalışmamız, Dünya’nın geçmişindeki diğer kitlesel yok oluşlarda olduğu gibi, hayvanların bu yeni, ilk toplu yok oluşunun büyük iklim değişikliğinden kaynaklandığını ortaya koyuyor.” demiştir.
Bu kitlesel yok oluşun kesin nedeni henüz net olarak belirlenememiştir. Oksijenin azalmasının arkasındaki sebepler arasında volkanik patlamalar, tektonik plaka hareketleri ve hatta büyük bir meteor darbesi yer alabilir. Kitlesel yok oluşlar, Dünya üzerindeki yaşamın evriminin temel taşlarını oluşturmuş ve günümüzde var olan organizma türlerinin şekillenmesine katkı sağlamıştır.
Bu çalışma, COVID-19 pandemisi sürecinde, dönemin mevcut fosil kayıtlarının bir veritabanı oluşturularak gerçekleştirilmiştir. Antik kayalarda bulunan bu hayvanların fosilleri, araştırmacılar tarafından “garip” olarak nitelendirilmiştir. Evans, bu konuda da şunları belirtmektedir: “Bu organizmalar, hayvanların evrimsel tarihinde o kadar erken ortaya çıkıyor ki, çoğu durumda büyük, hareketli ve çok hücreli yapılar inşa etmenin farklı yollarını deniyor gibiler.” Ayrıca, “Nasıl göründüklerini yeniden tasarlamanın birçok yolu mevcut, ancak gerçek şu ki, bu yok oluştan önce bulduğumuz fosiller, günümüzde hayvanları sınıflandırma yöntemlerimize pek uymuyor. Bu yok oluş, bildiğimiz şekliyle hayvanların evriminin önünü açmış olabilir.” ifadeleriyle konunun önemini vurgulamaktadır.
Çalışma, Proceedings of the National Academy of Science dergisinde yayımlanmıştır.