12.000 yıllık tarih öncesi Göbekli Tepe, son yıllarda haklı bir ilgi odağı haline gelmiştir. Ancak Türkiye’nin güneyinde, Karahan Tepe olarak bilinen benzer bir “kardeş alan” bulunduğunu çok az insan bilmektedir.
Karahan Tepe Nerede, Ne Zaman Keşfedildi?
Karahan Tepe, Göbekli Tepe’nin 45 kilometre doğusunda yer almaktadır. Bu arkeolojik alan, ilk olarak 1997 yılında keşfedilmiş ve 2000 yılında yayınlanan bir akademik makaleyle duyurulmuştur. Halen tam olarak kazılmamış olsa da, yapılan kazılar, bu antik kompleksin Göbekli Tepe ile şaşırtıcı benzerlikler taşıdığını göstermektedir.
Şanlıurfa sınırları içinde yer alan bu iki alan, kayalık Tektek Dağları çevresinde konumlandıkları için “Tepe” adını almıştır. Ancak Karahan Tepe’nin çevresindeki tepeler, Göbekli Tepe’ye nazaran daha küçüktür ve arkeolojik alan, deniz seviyesinden yaklaşık 700 metre yükseklikte bulunmaktadır. Kalıntılar, Göbekli Tepe kazı alanından yaklaşık üç kat daha küçük bir alanı kaplayarak 325.000 metrekareye yayılmaktadır.
Burada yapılan araştırmalar, benzer sütun özellikleri, özel yapılar, dikilitaşlar ve süslü hayvan heykellerinin bulunduğunu ortaya koymuştur. Arkeologlar, bölgede 274 mimari buluntuyu belgeleyerek, bunların en az 266’sının hâlâ ayakta duran sütunlardan oluştuğunu belirtmişlerdir. Ayrıca, bazı sütunların yılanlar ve insan yüzlerini tasvir eden etkileyici kabartmalarla süslendiği de gözlemlenmiştir.
Bu yerleşim yerinin yaşı tam olarak bilinmemektedir, ancak muhtemelen Göbekli Tepe ile aynı zaman dilimine tarihlenmektedir. Çömlekçilik Öncesi Neolitik dönemde burada yaşamış toplulukların kısa bir süre boyunca varlık gösterdiği düşünülmektedir. Göbekli Tepe’nin en çarpıcı özelliklerinden biri, MÖ 9.600 ile 8.200 yılları arasında Neolitik çağda inşa edilmiş olmasıdır. Genellikle, bu tür karmaşık yapıların ancak bir toplumun, 10.000 ila 12.000 yıl önce bitki ve hayvanları evcilleştirerek tarımda ustalaşmasından sonra inşa edilebileceği öne sürülmektedir.
Ancak, Göbekli Tepe’nin yaşı bu temel varsayıma meydan okumaktadır. Bu alan, insanlığın ilk tarım devriminin eşiğinde, yerleşim yerlerinin tarımdan yeni yararlanmaya başlayan insanların küçük ve mütevazi toplulukları olduğu bir dönemde inşa edilmiş gibi görünmektedir. Dünyanın bilinen en eski megalitik alanı olan Göbekli Tepe, tarihsel algıları değiştirmek yerine, binlerce yıl önce ortaya çıkan garip bir anomali olarak değerlendirilmiştir.
Öte yandan, Karahan Tepe, bu tür yapıların kesinlikle eşi bulunmayan yerler olmadığını ve burada yapılacak diğer keşiflerin tarihin yeniden yazılmasına katkı sağlayabileceğini göstermektedir.