Yeni Bir Buz Türü Keşfedildi
Bilim insanları, daha önce bilinmeyen ve oldukça ilginç bir buz türü keşfettiklerini duyurdular. Geleneksel olarak bilinen buz türleri, belirli bir düzen içinde kristaller oluşturarak katı hale gelirken, bu yeni buz türü bu yapıdan oldukça farklıdır.
Yeni buz türü, “bilyalı öğütme” adı verilen, sıradan buzu ve çelik topları -200 dereceye soğutulmuş bir kap içinde sallama yöntemine dayanarak elde edilmiştir. Deneyin başyazarı Dr. Alexander Rosu Finsen, yaptığı açıklamada, “Buzu uzun süre deli gibi salladık ve bu süreçte kristal yapısını tamamen yok ettik” dedi. Dr. Finsen, devamında; “Daha küçük buz parçaları elde etmek yerine, olağanüstü özelliklere sahip tamamen yeni bir tür bulduğumuzu fark ettik.” şeklinde konuştu.
Bilyalı öğütme tekniği, sıvı su ile aynı yoğunluğa sahip daha önce bilinmeyen amorf bir buz formu üretmiştir. Keşfedilen bu yeni buz türü, orta yoğunluklu amorf buz (medium-density amorphous ice – MDA) olarak adlandırılmıştır.
UCL Kimya’dan kıdemli yazar Profesör Christoph Salzmann, “Buzun 20 kristal formunu biliyoruz, ancak daha önce sadece iki ana amorf buz türü keşfedilmişti: yüksek yoğunluklu ve düşük yoğunluklu amorf buzlar” diyerek dikkat çekti. Salzmann, sözlerine şöyle devam etti: “Bu iki form arasında çok büyük bir yoğunluk farkı bulunmaktadır. Daha önce kabul gören görüş, bu yoğunluk farkı içinde başka bir buz türü olmadığı yönündeydi. Çalışmamız, MDA’nın yoğunluğunun tam olarak bu yoğunluk boşluğunda yer aldığını gösteriyor. Bu bulgunun, sıvı su ve onun birçok anomalisini anlamamız açısından son derece kapsamlı sonuçları olabilir. Mevcut su modellerinin yeniden test edilmesi gerekecek. Orta yoğunluklu amorf buzun varlığı, bu modellerin sıvı suyu nihayetinde açıklayabilmesi açısından bir başlangıç noktası olabilir.“
Bu yeni keşif, buzun sadece Dünya’da değil, başka gezegenlerde de var olabileceğine dair yeni bir umut doğuruyor. Araştırmacılar, MDA’nın potansiyel olarak dış güneş sistemindeki buzdan uyduların içinde bulunabileceğini öne sürüyorlar. Bunun nedeni, gaz devleri olan Jüpiter ve Satürn’ün, buzlu uydular üzerinde bilyalı öğütmeye benzer bir etki yaratan gelgit kuvvetleri uygulayabilmesidir.