Depremler Hakkında Yanılgılar ve Gerçekler

Depremler Hakkında Yaygın Yanılgılar

Depremler Hakkında Yaygın Yanılgılar

Deprem, yüzyıllardır insanları etkileyen doğal bir olaydır ve bu konuda birçok yanlış bilgi ve efsane bulunmaktadır. Eski toplumlar, depremleri açıklamak için çeşitli mitolojik varlıklar veya doğa olaylarını suçlamışlardır. Ancak modern bilim, bu konuda daha doğru ve anlaşılır bilgiler sunmaktadır. California State Üniversitesi, internet sitesinde depremlerle ilgili sıkça sorulan bazı sorulara açıklık getirmiştir. İşte bu sorular ve yanıtları:

İddia: Depremler “deprem havası” sırasında meydana gelir

“Depremlerin sıcak ve kuru havalarda meydana geldiği yönündeki yaygın bir inanç, köklerini eski Yunan dönemine kadar uzanmaktadır. Ancak, depremler yerin derinliklerinde, kilometrelerce altında meydana gelir ve hava koşullarından bağımsız olarak herhangi bir zamanda gerçekleşebilir.”

İddia: Büyük depremler gece ve sabahın erken saatlerinde meydana gelir

“Depremler, hava durumu gibi zamanlamayı da dikkate almazlar. Örneğin, 1940’taki Imperial Valley depremi akşam saat 21:36’da, 1989’da meydana gelen Loma Prieta depremi ise 17:02’de gerçekleşmiştir. İnsanlar, zaman ve hava ile ilgili efsaneleri sürdürme eğilimindedir; bu nedenle, yalnızca belirli zamanlarda meydana gelen depremleri hatırlayıp diğerlerini unuturuz.”

Not:

Türkiye’deki büyük depremler de bu durumun bir örneğidir. Bazı depremler gece, bazıları ise gündüz saatlerinde meydana gelmiştir.

Depremler Hakkında Yanılgılar ve Gerçekler

  • Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesindeki 7.7 büyüklüğündeki deprem 04.17’de, Elbistan ilçesindeki 7.6 büyüklüğündeki deprem ise saat 13.24’te meydana gelmiştir.
  • 23 Ekim 2011’de 7.2 büyüklüğündeki Van depremi saat 13.41’de yaşanmıştır.
  • 17 Ağustos 1999’daki 7.4 büyüklüğündeki Gölcük Depremi ise saat 03.02’de gerçekleşmiştir.
  • Düzce’de 12 Kasım 1999’da 7.2 büyüklüğündeki depremin saati ise 18.57’dir.

İddia: Yer yarılabilir ve insanları yutabilir

Bu durum, filmlerde ve kitaplarda sıkça rastladığımız bir görüntüdür. Ancak gerçekte, bir fay hattının açılması durumunda sürtünme oluşmayacağı için deprem gerçekleşmez. Bununla birlikte, depremler, insanların veya araçların düşebileceği açık çatlaklar ve zemin deformasyonlarına neden olabilir. Ancak bu açıklıklar, bir insanı yutacak kadar derin olamaz.

İddia: Deprem anında en güvenli yer kapı altıdır

“Eğer bir kerpiç evde yaşıyorsanız bu doğru olabilir. Ancak modern yapılar için kapı, binanın geri kalanından daha sağlam değildir. Kapının aniden sallanması veya kapıdan geçmeye çalışan insanların neden olduğu kazalar, yaralanma riskini artırabilir. Kapalı bir alandaysanız, bir masanın veya sıranın altına girmek daha güvenli bir seçenek olacaktır.”

İddia: Küçük depremler büyük depremlerin olmasını engeller

“Her büyüklük seviyesi, yaklaşık 30 kat daha fazla enerjinin açığa çıktığını gösterir. Örneğin, 4 büyüklüğündeki bir depremin açığa çıkardığı enerjiye eşit olması için 30 tane 3 büyüklüğünde deprem gerekir. Dolayısıyla, küçük depremler fay hattındaki stresi geçici olarak azaltabilir, fakat büyük bir depremin gerçekleşmesini engelleyemez.”

İddia: Depremler daha sık hale geliyor

“Araştırmalar, büyüklüğü 7.0 veya daha büyük olan depremlerin yüzyıllar boyunca oldukça sabit kaldığını ve son yıllarda azaldığını göstermektedir. Bununla birlikte, daha fazla sismolojik merkez ve gelişmiş teknoloji sayesinde daha önce fark edilmeyen birçok deprem tespit edilebilmektedir; bu nedenle daha fazla deprem oluyormuş gibi bir izlenim doğabilir.”

İddia: Deprem sırasında yapabileceğimiz hiçbir şey yok

“Doğru, depremlerin meydana gelmesini engelleyemeyiz. Ancak bu, tamamen çaresiz olduğumuz anlamına gelmez. Deprem olasılığına karşı hazırlıklı olmak için birçok önlem alabiliriz. Örneğin, bir deprem çantası hazırlamak (yiyecek, su, el feneri vb.), evde ve iş yerinde ‘eğil, kapan ve tutun’ tatbikatları yapmak ve bir deprem planı geliştirmek bu önlemler arasında yer alır.”