Yapay Zeka ve Go: İnsanların Zafiri

Yapay Zekaya Karşı İnsan Zaferi

2016 yılında, yapay zekanın zirveye yükselişinde önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilen bir zaferin ardından, yıllar sonra insan bir oyuncu, Go oyununda bu başarıyı tersine çevirerek üst düzey bir AI sistemini net bir şekilde yenmeyi başardı. Amerikalı oyuncu Kellin Pelrine, daha önce bilinmeyen bir zayıflıktan yararlanarak makineyi yendi. Ancak, bu zaferinin 15 maçın 14’ünü kazandığı karşılaşmada bilgisayarlardan destek alarak gerçekleştiği de dikkat çekici bir detay.

Bu beklenmedik zafer, günümüzün en yaygın yapay zeka sistemlerinin çoğu tarafından paylaşılan, en iyi Go bilgisayar programlarındaki bir zayıflığın keşfedilmesine işaret ediyor. Pelrine’in başarıda kullandığı taktikler, yapay zeka sistemlerindeki zayıflıkları araştıran bir bilgisayar programı tarafından önerildi. Pelrine, bu önerilen planı “acımasızca” uyguladı. Yazılımı geliştiren Kaliforniyalı araştırma şirketi FAR AI‘nın CEO’su Adam Gleave, “Bu sistemden yararlanmak bizim için şaşırtıcı derecede kolaydı” şeklinde değerlendirdi. Gleave, bu yazılımın, bir insan oyuncunun yararlanabileceği bir “kör nokta” keşfetmek için en iyi Go oynatıcı sistemlerinden biri olan KataGo’ya karşı 1 milyondan fazla oyun oynadığını da ekledi.

Pelrine, yazılımın sunduğu kazanma stratejisinin bir insan tarafından öğrenilmesinin zorluğu hakkında “umursanamayacak kadar zor değil, ancak aşırı da zor değil” ifadesini kullandı ve bu yöntemin orta seviye bir oyuncu tarafından makineleri yenmek için etkili bir şekilde kullanılabileceğini belirtti. Ayrıca, benzer taktikleri başka bir üst düzey Go sistemi olan Leela Zero‘ya karşı kazanmak için de başarıyla uyguladı.

Bir bilgisayar tarafından önerilen taktiklerin yardımıyla elde edilen bu zafer, genellikle tüm masa oyunları arasında en karmaşık olarak kabul edilen Go’da yapay zekanın insanlara karşı tartışmasız bir üstünlük sağladığı yedi yıl sonrasında gerçekleşti.

AlphaGo’nun Tarihi Zaferi

AlphaGo, Google’a ait araştırma şirketi DeepMind tarafından geliştirilen bir sistemdir ve 2016 yılında dünya Go şampiyonu Lee Sedol‘u dörde bir yenerek büyük bir zafer kazanmıştı. Sedol, bu yenilginin ardından üç yıl içinde Go’dan emekli olmasını, “yenilemeyecek bir varlık” olarak tanımladığı yapay zekanın yükselişine bağlamıştı. AlphaGo’nun halka açık bir sistem olmaması, Pelrine’in galip geldiği sistemlerin başarı açısından eşi olarak kabul edilmesini sağlamıştır.

Go oyununda, iki oyuncu 19×19 ızgaralı bir tahtada dönüşümlü olarak siyah ve beyaz taşları yerleştirerek rakiplerinin taşlarını çevrelemeye ve en geniş alanı ele geçirmeye çalışır. Hamle sayısı ve taşların yerleşimiyle ortaya çıkan kombinasyonlar, bir bilgisayarın gelecekteki her potansiyel hareketi değerlendirmesinin neredeyse imkansız olduğunu (en azından yüksek işlem gücü gerektiren durumlarda) gösteriyor.

Pelrine tarafından uygulanan taktikler, rakibinin kendi gruplarından birini çevrelemek için büyük bir taş “halkasını” yavaşça birbirine doğru dizmenin yanı sıra tahtanın farklı köşelerindeki hareketlerle yapay zekanın dikkatini dağıtmayı içeriyordu. Pelrine, Go botunun kuşatma neredeyse tamamlandığında bile savunmasızlığını fark etmediğini belirtti ve bir insanın bu durumu fark etmesinin oldukça kolay olduğunu vurguladı.

Zayıflıkların Keşfi

Berkeley’deki California Üniversitesi’nde bilgisayar bilimi profesörü olan Stuart Russell, en gelişmiş Go makinelerinden bazılarında bir zayıflığın keşfedilmesinin, günümüzün en gelişmiş yapay zekasının temelini oluşturan derin öğrenme sistemlerinde önemli bir kusura işaret ettiğini dile getirdi. Russell, bu sistemlerin yalnızca geçmişte maruz kaldıkları belirli durumları “anlayabildiğini” ve insanlara kolay gelen bir şekilde genelleme yapamadıklarını belirtti. Russell, “Makinelere insanüstü zeka düzeyleri atfetmekte çok aceleci davrandığımızı bir kez daha gösteriyor” dedi.