Bilim insanları, asteroit Ryugu’dan elde edilen örneklerde organik moleküllerin varlığını doğrulayarak, yaşamın temel bileşenlerinin Dünya’ya göktaşı ve asteroit çarpmaları yoluyla geldiği fikrini daha da güçlendirdi. Ryugu, yaklaşık 4 milyar yıl önce güneş sisteminin oluşumuna tanıklık eden, ilkel bir karbonlu asteroit olup, bu özellikleriyle dikkat çekmektedir.
Japonya’nın Hayabusa 2 görevi, 2019 yılında Ryugu’yu ziyaret etti ve yüzeyinden değerli örnekler topladı. Bu örnekler, güneş sisteminin ilk evrelerine dair önemli bilgiler edinmemizi sağladı. Araştırmacılar, Ryugu örneklerinde yüzbinlerce iyon sinyali tespit etti ve bu sinyallerin 15 amino asit, amin, aromatik hidrokarbonlar ve diğer bileşikler gibi çok sayıda organik molekülle ilişkili olduğunu belirledi. Bu önemli araştırma, Science dergisinde yayımlandı.
Japonya’daki Kyushu Üniversitesi’nde gezegen bilimcisi olan ve makalenin baş yazarı Hiroshi Naraoka, NASA Goddard Uzay Uçuş Merkezi yayınında şunları ifade etti: “Güneş ısıtması ve ultraviyole ışınımının yanı sıra yüksek vakum koşulları altında kozmik ışın ışınımının oluşturduğu zorlu ortamına rağmen, asteroit yüzeyinde prebiyotik moleküllerin varlığı, Ryugu’nun yüzey taneciklerinin organik molekülleri koruma potansiyeline sahip olduğunu gösteriyor.” Naraoka, sözlerine devam ederek, “Bu moleküller, çarpmalar veya diğer nedenlerle asteroitin yüzey katmanından fırlatıldıktan sonra, gezegenler arası toz parçacıkları olarak dağılarak güneş sistemi boyunca taşınabilir.” dedi.
Biyokimya alanında uzun bir süredir tartışılan en önemli sorulardan biri, amino asitler gibi yaşamın yapı taşlarının Dünya’ya nasıl ulaştığıdır. Daha önce, amino asitler ve nükleotidler gibi organik moleküllerin, Dünya’ya düşen göktaşlarında bulunduğu tespit edilmiştir; ancak bu maddelerin karasal ortamlara düştüklerinde kaçınılmaz olarak değişime uğrayacak olmalarından dolayı, uzayda varlıklarının doğrulanması mümkün olmamıştır. Bu nedenle Ryugu bulguları, bilim dünyası için özel bir öneme sahiptir.
Japon uzay ajansı (JAXA) tarafından yürütülen Hayabusa 2 görevi, 2019 yılında Dünya’dan yaklaşık 320 milyon kilometre uzaktayken Ryugu asteroitinden toz, çakıl ve gaz örnekleri topladı. Görev, 2020 yılında Dünya’ya yaklaşık 5,4 gram (bir çay kaşığı kadar) asteroit örneği getirdi. Araştırma ekibi, Ryugu örneklerinin uzaya ve mikrometeoroid etkilerinden, Güneş’ten gelen ısınmaya kadar birçok zorlu koşula maruz kaldığını belirtti. Ekip, yeni makalelerinde, “Asteroit yüzeyinde prebiyotik moleküllerin varlığı, bu moleküllerin Güneş Sistemi boyunca taşınabileceğini gösteriyor.” diye yazdı.
NASA’nın OSIRIS-REx görevi ise şu anda benzer bir örnekleme operasyonu yürüttüğü asteroit Bennu’dan dönüş yolundadır. İki asteroidin kimyasal bileşimlerini karşılaştırmak, bu iki kaya arasındaki benzerlikleri ve farklılıkları ortaya çıkaracak ve bilim insanlarının güneş sisteminin oluşumuna dair anlayışlarını derinleştirmelerine yardımcı olacaktır.