Kevin Hill’in Ölümden Dönüşü ve Ölümle İlgili Deneyimleri
Ani bir kan kaybı, Kevin Hill’i ölümün eşiğine getirdi. Kısa bir süre önce verdiği bir röportajda, bu ölüme yakın deneyiminde neler hissettiğini ve yaşadıklarını anlattı. Kulağa bir film senaryosu gibi gelebilir, ancak ölüme yakın deneyimlerle ilgili halüsinasyonlardan çok daha derin ve etkileyici araştırmalar mevcuttur. Hill, Mirror ile yaptığı söyleşide şu sözleri dile getirdi: Bedenime yukarıdan bakmıyordum ama bedenimden ayrıydım. Sanki ruhlar âlemindeydim – neler olduğunun bilincindeydim ama çok huzurluydum. Bu deneyimin ardından şunları ekledi: Kanamam olduğunu biliyordum. Ciddi olduğunu biliyordum. Personel kanamayı durdurmak için gelip gidiyordu.
Hill’in neredeyse iki buçuk litrelik kan kaybı, nadir görülen bir hastalık olan kalsifilaksi sebebiyle gerçekleşti. Bu hastalık, kalsiyumun küçük kan damarlarında birikmesine yol açarak cilt ve yağ dokusunun nekrozuna neden olabiliyor ve bazen ciddi kanamalara yol açabiliyor.
Ölümle ilgili sıkça karşılaşılan klişeler arasında beyaz bir ışık görmek, dünya dışı varlıklarla karşılaşmak veya hayatınızın film şeridi gibi gözlerinizin önünden geçmesi bulunmaktadır. Ancak araştırmalar, bu tür olayların dünya genelindeki farklı kültürel geçmişlere sahip birçok insan tarafından bildirilen ölüme yakın deneyimlerde oldukça yaygın olduğunu göstermektedir. Örneğin, 2022 yılında yapılan ve ölümün bilimsel olarak incelenmesine yönelik hakemli bir çalışma, ölümü incelemeye dair potansiyel mekanizmaları, etik çıkarımları ve metodolojik hususları ortaya koydu. Bu çalışma, birçok ilginç gözlem sundu.
Genel bir ölüme yakın deneyim, yaklaşan ölümün farkında olunduğunda önce vücuttan ayrı hissetmeyi; ardından eylemlerin, niyetlerin ve düşüncelerin anlamlı bir analizini yapmayı; nihayetinde gerçek dünyaya dönmeden önce huzur içinde olma hissini içermektedir. Ancak, bu deneyimler ilk bakışta benzer gözükse de, ölüme yakın deneyimlerin halüsinasyonlarla çok az ortak noktası bulunmaktadır.
Hem halüsinasyonlar hem de ölüme yakın deneyimler, gerçekte meydana gelmeyen olaylara tanıklık etmeyi içerirken, benzerlikleri çoğunlukla bu noktada sona ermektedir. Son çalışmalar, hem halüsinasyonları hem de ölüme yakın deneyimleri psilosibin gibi maddelerin kullanımıyla ilişkilendirmiştir. Hill için de böyle bir dönüşüm yaşandığı kesinlikle söylenebilir. Hill, Bu olay, önceliklerimi yeniden gözden geçirmemi sağladı. diyerek sözlerine devam etti: Hastaneden çıktığımda aile ortamım dramatik bir şekilde değişti. Daha dirençli hale geldim. Zorlukları atlatabileceğimi biliyorum.
Avrupa Nöroloji Akademisi’nin 2019 yılında 35 ülkeden 1.000’den fazla katılımcıyla gerçekleştirdiği yıllık toplantıda sunulan bulgulara göre, dünya genelindeki her on kişiden biri hayatlarının bir döneminde ölüme yakın bir deneyim yaşadığını bildirmektedir. Bu nedenle, Hill’in bu deneyim ve dönüşümü geçiren tek kişi olmadığını söyleyebiliriz. Kendileri tarafından bildirilen 289 ölüme yakın deneyimden 106’sı gerçek olarak kabul edilmiştir. En yaygın özellikler arasında anormal zaman algısı (yüzde 87), olağanüstü düşünce hızı (yüzde 65), olağanüstü canlı duyular (yüzde 63) ve bedenlerinden ayrı hissetme (yüzde 53) yer almaktadır.