Dünya’nın düz olduğunu savunan Düz Dünya Derneği’nin (Flat Earth Society) üyeleri, gezegenimizin bir disk şeklinde olduğunu ve bu durumu sorgulayan astronotların ya “rüşvet” aldığını ya da “yanıldıklarını” ileri sürüyorlar. Ancak Zürih Üniversitesi’nden bilim insanlarından oluşan bir ekip, derneğin en son istatistiksel modellerini çürüterek bir kez daha Dünya’nın gerçekten yuvarlak olduğunu kanıtladı. Bu model, iki şehir arasındaki mesafeyi girdikten sonra, o şehirler arasında uçmak için gereken süreyi tahmin ediyor.
Modelin bulgularına göre, Avustralya’nın Perth şehrinden kuzeye doğru yapılan yedi saatlik bir uçuş, Hong Kong’a ulaşırken, aynı süre boyunca batıya doğru yapılacak bir uçuş ise Mauritius’a varıyor. Eğer Dünya düz olsaydı, batıya doğru yedi saatlik bu uçuş, sizi Mauritius’a giden yolun sadece yarısına götürebilirdi.
Çalışmanın yazarı Dr. Michael Wolf, “Önceden bir modeli tercih etmeden, Dünya’nın bir disk olup olmadığını kanıtlamak için nispeten basit bir yöntem bulmak bizim için önemliydi
Düz Dünya modelini benimseyenler, Dünya’nın Kuzey Kutbu merkezde ve Antarktika’nın kenar boyunca uzanan bir disk şeklinde olduğunu savunuyor. Boylam çizgileri, merkezden dışarı doğru uzanan parmaklıklar gibi temsil edilirken, enlem çizgileri eş merkezli daireler olarak algılanıyor. Bu, boylam çizgilerinin kuzey ve güney kutuplarını dikey olarak birbirine bağladığı, enlem çizgilerinin ise dünyanın etrafında yatay olarak uzandığı küresel Dünya modelinden oldukça farklı.
Yuvarlak Dünya’nın İlk Kanıtı: Eski Yunanlılar
Dünya’nın yuvarlaklığını belirlemenin en iyi belgelenmiş yöntemlerinden birinin, ilk kez 2000 yıl önce eski Yunanlılar tarafından gerçekleştirildiği düşünülmektedir. Eski Yunanlılar, birbirinden yüzlerce kilometre uzakta çubuklar yerleştirip, gün boyunca aynı saatlerde bu çubukların oluşturduğu gölgeleri karşılaştırdılar. Güneş’in bir noktada tam tepe noktasında iken gölge oluşmadığını, fakat başka bir noktada gölge oluşturduğunu keşfettiler. Eğer Dünya düz olsaydı, her iki çubuk da Güneş’e karşı aynı açıda duracağından, aynı gölgeyi (veya gölgesizlik durumunu) gösterme durumunda olurlardı. Ancak eski Yunanlılar, Dünya’nın kavisli olması nedeniyle gölgelerin farklı olduğunu fark ettiler. Daha sonra, bu açılardaki farkı kullanarak Dünya’nın çevresini hesapladılar ve o zaman doğru olduğu bilinen değerin yüzde 10’u kadar bir sayıya ulaşmayı başardılar.
İsviçre merkezli ekip, Sosyal Bilimler Araştırma Ağı tarafından yayınlanan yeni çalışmasında, Dünya’nın şeklini doğrulamanın başka bir yolunu bulmak istediklerini belirtti. Dr. Wolf açıklamalarında, “İstatistik, bir dizi tartışmalı soruya yanıt vermek için ideal bir yöntemdir” diyerek, istatistiğin tamamen matematiksel bir bilim olduğunu ve fiziksel varsayımlara veya ideolojik paradigmalara bağlı olmadığını ifade etti. Küresel Dünya modelinin dayandığı kanıtların çoğunun meslekten olmayan kişilere erişilebilir olmaması, bu nedenle komplo teorilerinin ortaya çıkmasının şaşırtıcı olmadığını vurguladı.
Perth, Avustralya ve Hong Kong, Çin gibi bir boylam çizgisi üzerindeki iki şehir arasındaki mesafeler, Dünya’nın bir küre veya bir disk olduğuna inansanız da aynıdır. Ayrıca, iki şehir arasındaki uçuş süresi de tartışılmaz bir veridir. Bu sebeple ekip, bir boylam çizgisinde iki şehir arasındaki mesafe verildiğinde doğru uçuş süresini veren bir model geliştirdi. Daha sonra, Perth ve Port Louis, Mauritius gibi doğu-batı hattındaki şehirler arasındaki mesafeyi girdiler. Düz Dünya ve Küresel Dünya modellerinin gezegenin şeklini yorumlama biçimi, bu şehirler arasındaki mesafe açısından farklılıklar gösteriyor. Bu durum, Dünya’nın gerçekten yuvarlak olduğunun bir başka kanıtı olarak karşımıza çıkıyor. Yazarların belirttiğine göre, “Dünya düz olsaydı, Perth-Mauritius (yolculuğu), Perth-Hong Kong (yolculuğunun) iki katı kadar uzun sürerdi, ki öyle değil.”
Fiziksel ölçümler ve karmaşık hesaplamalarla belirlenen Küresel Dünya modeline göre, gezegenimiz π/20.000 km’lik bir eğriliğe sahiptir. Araştırma ekibi, ilk modele benzer bir model kullanarak, doğu-batı hattındaki şehirler arasındaki tartışmasız uçuş sürelerini değerlendirerek hemen hemen aynı bir değere ulaşmayı başardı. Dr. Wolf, “Dünyanın eğrilik değeri, lise matematik bilgisi, klasik istatistiksel araçlar ve halka açık verilerle belirlenebiliyor.” diyerek, bilimsel verilerin erişilebilirliğinin önemini vurguladı.