Rus işgali altındaki Ukrayna’da, geçtiğimiz Salı günü büyük bir baraj çöktü ve bu durum nehrin daha aşağıdaki bölgelerinde su baskınlarına yol açtı. Birçok uzman, bu olayın sadece Ukrayna için değil, komşu ülkeler için de büyük ekonomik ve insani maliyetler taşımasının yanı sıra, uzun vadeli çevresel sonuçlar doğurabileceğinden endişe ediyor.
Olay, 6 Haziran sabahı, Ukrayna’nın güneyinde Rus ordusunun kontrolü altındaki Dinyeper Nehri üzerinde bulunan Kakhovka Barajı ve hidroelektrik santralinde meydana geldi. Bath Üniversitesi Mimarlık ve İnşaat Mühendisliği Bölümü’nde kıdemli öğretim görevlisi olan Dr. Mohammad Heidarzadeh, konu hakkında yaptığı değerlendirmede, “Kakhovka Barajı, yaklaşık 18 milyar metreküplük muazzam bir su kapasitesine sahip olup, rezervuar kapasitesi açısından dünyanın en büyük barajlarından biridir. Karşılaştırma yapmak gerekirse, bu baraj, İngiltere’deki en büyük baraj rezervuarından 90 kat daha büyüktür.” şeklinde ifade etti. Dr. Heidarzadeh, ayrıca “Bu barajın yıkılmasının sadece Ukrayna için değil, komşu ülke ve bölgeler için uzun vadeli kapsamlı ekolojik ve çevresel olumsuz sonuçlar doğuracağı açıktır.” dedi.
Çöküş anında kaydedilen dramatik uydu görüntüleri, aşağı yönde büyük bir su tufanı saldığını gösteriyor. Bu suyun, etkilenen ekosistemlerde geri dönüşü olmayan değişikliklere neden olabilecek kirleticiler, enkaz ve tehlikeli kimyasallarla kirlenmiş olabileceği konusunda ciddi endişeler var.
Kakhovka Rezervuarı, Ukrayna ve Avrupa’daki en büyük sulama sistemleri için önemli bir su kaynağı sağladığı için, bu yıkımın çevredeki bölgede derin etkileri olabilir. Greenpeace tarafından yapılan bir açıklamada, “Dökülen motor yağı, onunla temas eden bitki ve hayvanlara zarar verebilir, ancak uygun bir değerlendirme yalnızca su seviyesinin düştüğü ve bilim insanlarının bölgeyi incelediği zaman yapılabilecektir.” denildi.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelensky, bu trajik olayı “Rus teröristleri” tarafından gerçekleştirilen bir eylem olarak nitelendirirken, durumu “Avrupa’da on yıllardır yaşanan en büyük insan yapımı çevre felaketi” olarak tanımladı. Rusya ise sorumluluğu reddetmedi, ancak Batı’nın “her şeyi Rusya’ya atfetme konusundaki tükenmeyen arzusu” olduğunu söyledi.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri António Guterres, barajın yıkımını “muazzam bir insani, ekonomik ve ekolojik felaket” olarak tanımladı. Guterres, bu olay sonucunda en az 16.000 kişinin evlerini kaybettiğini ve çok daha fazlasının da evlerinden ayrılmak zorunda kalmasının beklendiğini belirtti. Ayrıca, BM’nin yerel halka su arıtma üniteleri ve sanitasyon önlemleri sağlaması gerektiğini vurguladı.
Zaporizhzhia Nükleer Santrali Üzerindeki Tehditler
Avrupa’nın en büyük nükleer santrali olan ve soğutma için rezervuar suyunu kullanan Zaporizhzhia nükleer santrali hakkında da ciddi endişeler mevcut. Neyse ki, uzmanlar, yıkımın yukarısında kaldığı için bu durumun bir endişe kaynağı olmaması gerektiğini düşünüyorlar.