Antarktika Çilek Tüyü Yıldızı: Promachocrinus fragarius
Antarktika çilek tüyü yıldızı Promachocrinus fragarius, serbest yüzen sapsız krinoidlerin bir cinsini inceleyen bir araştırmada tanımlanan dört yeni bilimsel türden biridir. Bu ilginç ve uzaylı benzeri organizmalar, denizyıldızları, deniz hıyarları ve diğer ekinodermlerle akraba olup, okyanusların derinliklerinde yaşamaktadırlar.
Antarktika tüy yıldızları, Promachocrinus cinsi altında yer alır ve daha önce yalnızca tek bir tür olarak bilinen Promachocrinus kerguelensis ile temsil ediliyordu. Ancak yeni araştırmalar, bu tuhaf küçük tüy yıldızlarının aslında okyanusun en soğuk deniz ortamlarında yaşayan birkaç farklı türü barındırdığını ortaya çıkardı. Araştırmacılar, DNA analizleri ve 2008 ile 2017 yılları arasında toplanan örneklerin karmaşık morfolojisini inceleyerek şaşırtıcı bir çeşitlilik keşfettiler.
- İncelenen tüy yıldızları arasında yedi yeni tür daha tespit edildi.
- Cinsin toplam tür sayısı bu keşifle birlikte sekize yükseldi.
- Dört yeni tür daha önce hiç tanımlanmamıştı.
Bu araştırmada tanımlanan türler arasında, kendine özgü bir krinoid örneği olan Antarktika çilek tüyü yıldızı Promachocrinus fragarius dikkat çekiyor. Fragaria, gülgiller (Rosaceae) familyasında bulunan ve sulu meyveleriyle tanınan küçük bir çiçekli bitki cinsidir; bu nedenle tür adı, çilek bitkisi ile ilişkilendirilen bir imaj yaratmaktadır. Çilek tüyü yıldızının karmin kırmızısı rengini paylaşmaması mümkün olsa da, araştırmacılar gövdesinin görünümünün ona ilham verecek kadar çileğe benzediğini gözlemlemişlerdir.
Belirtilen tüm türler, P. wattsorum hariç, derinlik açısından 100 ila 1.000 metre arasında geniş bir aralık göstermektedir. Serbest yüzen krinoidlerin genellikle hareketsiz olarak kabul edilmesine rağmen, bu hayvanlar aslında yiyecek aramak için hareket ederler. Yüzen bir krinoid, gerçekten görülmeye değer bir manzaradır; birçok kolunu ritmik ve büyüleyici bir şekilde sallayarak suda hareket ederler.
Bu araştırmada ilginç bir keşif, krinoid örneklerindeki morfolojik farklılıkları tanımlayan çalışmanın, tüm türlerin 20 kola sahip olduğu yönündeki uzun süredir devam eden varsayımın yanlış olduğunu ortaya koymasıdır. Gerçekte, bazı tüy yıldızlarının yalnızca 10 kola sahip olduğu bulunmuştur. Yazarlar, “Biyoçeşitliliğin izlenmesi, taksonların sağlam bir şekilde tanımlanmasını gerektirir ve taksonlar gerçekten kriptik olduğunda bu çok karmaşık olabilir” demekte ve eklemektedirler: “Bu çalışma Promachocrinus’taki bazı türlerin morfoloji temelinde belirlenebileceğini göstermektedir, ancak bazı türler arasındaki belirsizlik, tür düzeyinde çözünürlük gerekiyorsa, dizilemenin (minimum COI) birincil araç olarak kalması gerektiğini göstermektedir.”