Apollo 17: İnsanlığın Ay’a Dönüşü ve Gelecek Hedefler

Apollo 17: Ay’a Son Uçuş ve Gelecek Hedefler

1972 tarihli Apollo 17 uçuşu, insanlığın Ay’a gerçekleştirdiği son yolculuk oldu. Ancak NASA, ABD astronotlarının kısa bir süre içinde tekrar Ay’a iniş yapacağını duyurdu; bu tarih en erken 2025 olarak öngörülüyor.

Insider’ın haberine göre, Trump yönetimi döneminde NASA’yı yöneten eski NASA Yöneticisi Jim Bridenstine, ABD’nin Ay’a dönüşünü engelleyen durumların bilim veya teknolojik engeller olmadığını belirtti. Bridenstine, 2018 yılında gazetecilere yaptığı bir açıklamada, “Politik risk olmasaydı, şu anda Ay’da olurduk” dedi ve ekledi: “Aslında, muhtemelen Mars’ta yaşamayı da başarıyor olabilirdik.”

Astronotların Ay’a Neden Dönmediği Üzerine Düşünceler

Astronotların Ay'a Neden Dönmediği Üzerine Düşünceler

Peki, astronotlar neden 50 yıldır Ay’a geri dönmediler? Insider, bu sorunun yanıtını farklı bakış açılarıyla araştırdı. Bridenstine, “Bunun olmasını engelleyen en büyük faktör siyasi risklerdi” diyor. Programların uzun sürmesi ve yüksek maliyetleri, bu tür projelerin gerçekleştirilmesini zorlaştırdı.

Uzmanlar ve girişimciler, uzun bir süredir Ay’da mürettebatlı bir üs kurulmasını talep ediyor. Eski astronot Chris Hadfield, bu konuda daha önce yaptığı bir açıklamada, “Daha derin uzaya gitmeden önce öğrenmek ve test etmek için birçok yenilik yapmalıyız” demişti. Bu görüşe göre, bir Ay üssü derin uzay görevleri için bir yakıt deposu işlevi görebilir, yeni uzay teleskopları yaratılmasına önayak olabilir, Mars’ta yaşamaya dair zorlukları azaltabilir ve Dünya ile Ay’ın oluşumuna dair bilimsel sırları çözebilir.

Insider’ın haberine göre, birçok astronot yeni mürettebatlı Ay görevlerinin önündeki en büyük engelin maliyet olduğunu ifade ediyor. Çünkü, uzay görevleri, özellikle insanları içeren projeler ciddi maliyetler gerektiriyor.

NASA’nın Bütçesi ve Geçmişle Karşılaştırma

NASA'nın Bütçesi ve Geçmişle Karşılaştırma

Apollo 11 astronotları, 20 Temmuz 1969’da Ay’a bir bayrak dikmişti. Ancak günümüzde NASA’nın bütçesi geçmiş dönemlere göre oldukça düşük. Insider, bu durumu şöyle yorumluyor: “NASA’nın 2022 bütçesi 24 milyar dolar, Biden yönetimi ise bunu 2023 için yaklaşık 26 milyar dolara yükseltmek istiyor. Ancak bu rakamlar, ajansın tüm bölümleri ve projeleri arasında bölündüğünde oldukça sınırlı görünüyor: James Webb Uzay Teleskobu, Uzay Fırlatma Sistemi (SLS) gibi dev projeler de bu bütçeden pay alıyor.”

Ayrıca, NASA’nın bütçesi tarihsel olarak da kısıtlı kalıyor. Apollo 7 astronotu Walter Cunningham, 2015’teki bir kongre konuşmasında, “NASA’nın federal bütçedeki payı 1965’te %4 ile zirve yaptı. Son 40 yıldır ise bu oran %1’in altında kalıyor ve son 15 yıldır federal bütçenin %0,4’üne kadar geriledi.” dedi.

APOLLO PROGRAMI VE MALİYETLERİ NASA’nın 2005 tarihli bir raporu, Ay’a dönüş maliyetinin 13 yılda yaklaşık 104 milyar dolar (günümüzde enflasyonla birlikte 162 milyar dolar) olacağını tahmin ediyor. Apollo programının bugünkü değerle yaklaşık 142 milyar dolara mal olduğu tahmin ediliyor. Cunningham, “İnsanlı keşif, en maliyetli uzay girişimidir ve bu nedenle siyasi destek alması oldukça zordur” diyor. Ayrıca, Mars görevlerine ve Ay’a dönüşe atıfta bulunarak, “NASA’nın bütçesi, konuştuğumuz her şeyi gerçekleştirmek için çok düşük.” şeklinde ekliyor.

Siyasi Faktörler ve Değişkenlikler

Habere göre, insanları taşıyacak uzay aracını tasarlama ve test etme süreci, en fazla iki dönem için göreve gelecek bir başkanın görev süresinden uzun sürüyor. Ancak yeni gelen başkanlar, genellikle önceki liderlerin uzay araştırma önceliklerini göz ardı ediyor. Astronot Scott Kelly, Reddit’te “Bir sonraki başkanın, gerçekleştirmemiz istenen görev için gerekli bütçeyi desteklemesini istiyorum.” şeklinde bir mesaj paylaştı.

Haberde, Bush, Obama ve Trump dönemleri vurgulanıyor ve başkanların uzay politikalarına olan etkisi ele alınıyor. “NASA’nın pahalı önceliklerinde sık yapılan değişiklikler, yaklaşık 20 milyar dolarlık bir kayba ve yıllarca boşa harcanan zaman ve ivmeye yol açtı.” deniliyor. Buzz Aldrin, 2015’te Kongre’ye verdiği ifadede, Ay’a geri dönme iradesinin ABD Kongresi’nden gelmesi gerektiğini savundu. Haberde şu yorum da yapılıyor: “Hükümetin Ay’a dönüş taahhüdünün arkasındaki gerçek motivasyon, politikacılara oy veren ve politik öncelikleri şekillendiren Amerikan halkının iradesidir.”

Ay Yüzeyinin Zorlukları ve Güneş Işığı Problemi

Ay’a geri dönüşün engellerinden biri de yüzeyin zorluklarıdır. Ay yüzeyi, güvenli inişleri tehdit eden kraterler ve kayalarla kaplıdır. 1969’daki ilk Ay inişinin öncesinde ABD hükümeti, yüzeyin haritasını çıkarmak için milyarlarca dolar harcamıştır. Ayrıca, Ay tozu olarak bilinen regolith, başka bir endişe kaynağıdır. Çünkü bu toz, aşındırıcı ve yapışkan özelliklere sahip olup, uzay giysilerini ve araçları hızla kirletebilir. Astronot Peggy Whitson, Insider’a verdiği demeçte, Apollo görevlerinin “tozla ilgili birçok sorunla karşılaştığını” belirtti ve “Uzun süre kalacak ve kalıcı yaşam alanları inşa edeceksek, bu sorunlarla nasıl başa çıkacağımızı bulmalıyız.” dedi.

Insider, “NASA’nın toza ve güneşe dayanıklı uzay giysileri ve geziciler tasarladığını, ancak bu ekipmanın fırlatılmaya hazır olup olmadığının kesin olmadığını” ekliyor.

Ay’la ilgili bir diğer önemli sorun ise güneş ışığıdır. Ay yüzeyi, her 14 günde bir, doğrudan güneş ışınlarına maruz kalıyor ve bu süreçte koruyucu bir atmosfere sahip değil. Takip eden 14 gün boyunca tamamen karanlıkta kalıyor; bu da Ay’ı evrendeki en soğuk yerlerden biri haline getiriyor. Yani Ay, yaşamak için oldukça zorlu koşullara sahiptir.

Yaşlanan İş Gücü ve Gelecekteki Umutlar

Astronotların belirttiğine göre, NASA’nın yaşlanan iş gücü de bir diğer olumsuz faktördür. Bunun yanı sıra, Musk ve Bezos gibi yeni nesil uzay meraklısı milyarderlerin bu alanda atılımlar yapması da mümkün görünüyor. Ancak astronotlar, Ay’a ve Mars’a geri dönme olasılığından şüphe duymuyor. Onlara göre, bu sadece bir zaman meselesidir.