Ay, insanlığın uzak gezegenlere ulaşabilmesi için kritik bir role sahip. Eğer Ay’da ara istasyonlar, uzay gemisi fabrikaları ve fırlatma rampaları kurmayı başarabilirsek, Ay’ın düşük yerçekimi sayesinde çok uzak mesafelere ulaşabilecek roketleri inşa etmek mümkün olacak. Ancak tüm bu hedeflere ulaşmanın önündeki en büyük engel, Ay’da su üretiminin sağlanması.
Bu noktada, Çin’in önemli bir gelişme kaydettiği görülüyor. Araştırmacılar, 2020 yılında gerçekleştirilen Chang’e-5 misyonu sırasında Ay’dan getirilen toprak örneklerini kullanarak, Ay toprağındaki hidrojeni suya dönüştürmeyi başardılar. Bu başarı, Çin’in Ay’da üs kurma ve kalıcı uzay personeli barındırma yarışında büyük bir avantaj elde etmesine yol açtı.
Ay’da üs kuracağız ama çok su içmeyeceğiz, tamam mı?
Öte yandan, NASA da Ay’da bir üs kurmak için yoğun bir çalışma yürütüyor. Galaksiler fatihi Elon Musk’ın da dahil olduğu Artemis programıyla, NASA önümüzdeki yıllar içinde Ay’a kalıcı olarak yerleşmeyi planlıyor. Ancak, Ay’a dünya üzerinden roketlerle sürekli su taşımak, Musk’ın cebine milyar dolarlık kazançlar sağlasa da, bu durum NASA’nın Ay’da büyük üsler kurmasının önündeki en büyük engel olarak öne çıkıyor.
1960’lı yıllardaki Ay’a insan indirme yarışını Sovyetler Birliği’ne karşı ABD kazanmış olabilir; fakat bu sefer Ay’da üs kurma yarışı açısından Çin’in önde olduğu görünmektedir. Uzay keşifleri ve insanlığın geleceği açısından bu gelişmeler oldukça heyecan verici bir tablo sunuyor.