Büyük Burun ve Genital Boyut İlişkisi: İlginç Araştırma Sonuçları

Büyük Burun ve Genital Boyut İlişkisi Üzerine İlginç Araştırma

Büyük burunlu bireyler, bilim dünyasından gelen yeni bir araştırmanın sonuçlarını ilginç bulabilir. Bir grup bilim insanı, “büyük burun, büyük genital” hipotezinin geçerliliğini test etmek amacıyla, ölü bedenlerin burun ve cinsel organlarını inceledi. Adli tıp uzmanları, bu hipotezin gerçeği yansıttığını ortaya koyduklarını iddia ediyorlar.

Çalışmanın temel verileri, Nisan 2015 ile Mart 2019 tarihleri arasında Kyoto Valiliği Tıp Üniversitesi’nde gerçekleştirilen adli otopsi vakalarından elde edildi. Araştırmacılar, toplamda 126 erkek cesedini inceledi. Bu cesetlerin tümü 30 ila 50 yaşları arasındaydı ve ölümlerinden sonraki üç gün içinde, herhangi bir bozulma olmaksızın detaylı incelemelere tabi tutuldu.

Basic and Clinical Andrology dergisinde yayımlanan bu çalışma için ekip, bedenlerin boyutlarını, ağırlıklarını, cinsel organlarının uzunluklarını ve erekte olmayan penislerinin çevresini detaylı bir şekilde ölçtü. Elde edilen veriler arasında, testislerin ağırlığı da bulunuyordu. Ekip, cesetlerde ereksiyona neden olmanın mümkün olmaması sebebiyle, “gerilmiş penis uzunluğu” terimini kullandı. Bu ölçüm, araştırmacılara canlı bir ereksiyonun ne olabileceğine dair doğru bir tahmin sağladı.

Araştırmacılar, en güçlü korelasyonların sarkık penis uzunluğu ve gerilmiş penis uzunluğu arasında olduğunu tespit etti. Ancak, en dikkat çekici bulgu, burun boyutu ile gerilmiş penis uzunluğu arasındaki ilişkiydi. Buna göre, burun boyutu ne kadar büyükse, gerilmiş penis boyutunun da o kadar büyük olduğu gözlemlendi. Bununla birlikte, burun boyutunun sarkık penis uzunluğuyla güçlü bir ilişki göstermediği kaydedildi. Araştırmacılar, bu durumu “küçük, sarkık bir penisin esnekliği, büyük, sarkık bir penisin esnekliğinden daha fazla olabilir” şeklinde ifade etti. Ayrıca, burun boyutunun gerilmiş penis uzunluğu ile olan ilişkisinin, penis uzunluğunun yaş, boy veya vücut ağırlığı ile belirlenemeyeceğini, ancak doğum öncesi dönemde belirlenmiş olabileceğini vurguladılar.

Peki, bu araştırmanın adli tıptaki yararı nedir? Şu an itibarıyla, bu verilerin adli tıpta önemli bir katkı sağlamadığı aşikar. Eğer ekip, penis uzunluğunun yaşla birlikte değiştiğini tespit etmiş olsaydı, bu bilgi, yaş tespiti için prostat hacmi ile birlikte kullanılabilirdi. Şu anki haliyle, elde edilen bulgular ilginç olmakla birlikte, daha fazla araştırma yapılmadıkça yalnızca merak giderici bir nitelik taşıyor.

Ekip, makalelerinde “Sonuçlarımız adli amaçlar için yararsız olsa da, penisin veya yüz özelliklerinin büyüme sürecini anlamak, fetal androjen düzeylerini tahmin etmek ve erkek genital fonksiyonlarını takip etmek için çok önemli olabilir” ifadelerini kullanarak, burun boyutu ile penis uzunluğu arasındaki ilişkiyi incelemeye devam edeceklerini belirtti. Ayrıca, burun boyutu ile testis ağırlığı arasında yalnızca zayıf bir ilişki bulduklarını da araştırma raporuna eklediler.