30 Ekim 1961 sabahı Sovyetler Birliği, şimdiye kadar geliştirilmiş ve test edilmiş en güçlü nükleer silahı olan Çar Bombası için kritik bir deneme gerçekleştirdi. Bu hidrojen bombası, 50 milyon ton konvansiyonel patlayıcıya eşdeğer olan 50 megatonun üzerinde bir etkiye sahipti. Bu, İkinci Dünya Savaşı sırasında harcanan tüm mühimmattan 10 kat daha güçlü ve Hiroşima ile Nagazaki’ye atılan atom bombalarının toplam gücünün 1.500 katından fazlasına denk geliyordu.
Resmi olarak Sovyet RDS-220 ismiyle tanınan Çar Bombası, kabaca “Bombaların Kralı” olarak tercüme edilebilir. Ayrıca, Büyük Ivan, Project 7000, JOE 111 veya “Kuzka’nın annesi” (temel olarak “size acımasız bir şekilde ders vereceğiz” anlamına gelen Rusça bir ifade) gibi birçok takma ad ve kod adı mevcuttu. 2020 yılında, Rusya’nın Rosatom Devlet Atom Enerjisi Kurumu, testin daha önce hiç görülmemiş video görüntülerini yayınladı; ancak bu görüntüler daha sonra YouTube’dan kaldırıldı.
Bomba, kuzey Rusya’daki Novaya Zemlya takımadalarındaki Severny Adası üzerine düştü. O kadar güçlüydü ki, patlamadan mürettebatın kaçabilmesi için bombanın bir uçaktan paraşütle bırakılması gerekiyordu. Ancak bu durumda mürettebatın hayatta kalıp kalmayacağı belirsizdi. Beyaz bir ışık parlamasıyla, bomba 8 kilometre genişliğinde bir ateş topu yarattı ve sonunda 64 kilometre yüksekliğe ulaşan devasa bir mantar bulutuyla sonuçlandı.
Patlamayı gözlemleyen bir Sovyet kameramanı, “Uçağın altındaki ve uzaktaki bulutlar güçlü bir flaşla aydınlandı” diye hatırlıyor ve devam ediyor: “Kapağın altından bir ışık denizi yayıldı ve bulutlar bile parlamaya ve şeffaflaşmaya başladı. O anda uçağımız iki bulut katmanının arasından çıktı ve aşağıda, boşlukta kocaman, parlak turuncu bir top ortaya çıkıyordu. Top, Jüpiter gibi güçlü ve kibirliydi. Yavaşça ve sessizce yukarı doğru süzüldü. Kalın bulut katmanını kırarak büyümeye devam etti. Bütün dünyayı içine çekiyor gibiydi. Gördüklerim fantastikti, gerçek dışıydı, doğaüstüydü.”
İnanılmaz bir şekilde, bomba, yerleşim yeri olduğu söylenen Severny kasabasından yalnızca 54 kilometre uzaklığa bırakılmıştı. Kasabadaki tüm ahşap ve tuğla binaların bir anda yok olduğu bildirildi. İnsan kayıplarının sayısı hiçbir zaman açıklanmadı. Hatta Norveç ve Finlandiya’da bile camların kırıldığı belirtildi. Patlamanın tüm gücüne rağmen, bombanın tasarımı sayesinde şaşırtıcı derecede az serpinti üretti.
Çar Bombası’nın etkisi gerçekten çok büyüktü ve kullanılması pratik değildi. Patlamanın şaşırtıcı ölçeği, 1963’te ABD ve SSCB’nin atmosferde, uzayda ve su altında atom bombası testlerini durdurmayı kabul ettiği Kısmi Nükleer Test Yasağı Anlaşması‘nın arkasındaki önemli etkenlerden biri olarak gösteriliyor. Ne yazık ki, bu inanılmaz silahlar hala dünya genelinde toplanmaya devam ediyor. Mart 2022 itibarıyla dünya çapında yaklaşık 12.700 nükleer savaş başlığı mevcuttu. Bunların yaklaşık yüzde 90’ı iki ülkeye – ABD ve Rusya – aitken, geri kalan 1.200 civarı İngiltere, Fransa, Çin, Hindistan, Pakistan, İsrail ve Kuzey Kore’nin elindeydi.