Dünyanın En Büyük Gölleri Tehlikede: Su Kaybı Alarmı
Dünyanın en büyük gölleri hızla küçülüyor ve bu durum, gezegenimizin her köşesindeki insanlar için kritik bir tatlı su kaynağını tehdit ediyor. Yapılan yeni bir araştırma, bu konunun ciddiyetini gözler önüne seriyor. Bilim insanları, Science dergisinde yayımlanan çalışmada, uydu görüntülerini inceleyerek dünyanın en büyük göllerinin yarısından fazlasının su kaybettiğini ortaya koydu. Araştırma ekibi, 1992 ile 2020 yılları arasında en büyük 1.972 gölün uydu görüntülerini analiz etti ve uzun dönemli su seviyelerini ile son su ölçümlerini değerlendirdi.
Bu göllerin %53’ünün su kaybettiğini ve toplam kaybın, ABD’nin en büyük gölü olan Mead Gölü’nü doldurabilecek su miktarının 17 katı kadar olduğunu buldular. Araştırmacılar, özellikle yaşanan kuraklık dönemlerinin su seviyelerini ciddi oranda azaltabileceğini, ancak bir sonraki yıl yaşanan yoğun kış fırtınalarının bu rezervleri yeniden doldurabileceğini belirtiyorlar.
Ancak, çalışmada vurgulanan su kaybı, iklim değişikliği ve artan su talebi gibi insan faaliyetlerinin etkisiyle de ilişkilendirildi. Değişen iklim koşulları, dünya genelinde sıcaklıkların yükselmesine, buharlaşmanın artmasına ve yağış düzenlerinin değişmesine neden oluyor. Ayrıca, göllerdeki tortuların birikmesiyle oluşan sedimantasyon, su depolama kapasitelerini de olumsuz etkilemekte.
CNN ile görüşen araştırmacılar, bu durumu kısmen iklim değişikliğiyle ilişkilendirdiklerini ve daha fazla orman yangınının, göllere daha fazla tortu birikintisinin akmasına neden olduğunu ifade ettiler. Özellikle bu su kaybı, hem kuru hem de nemli bölgelerde gözlemleniyor. Araştırmaya göre göller, dünya yüzeyinin küçük bir kısmını kaplasa da Dünya’nın sıvı yüzey tatlı suyunun %87’sini depoluyor olmaları nedeniyle bu durum büyük bir endişe kaynağı oluşturmakta.
Bu tatlı su rezervleri, eğlence, içme suyu, hijyen, tarım ve seyahat gibi birçok alanda kritik öneme sahiptir. Araştırmacılar, dünya nüfusunun yaklaşık dörtte birinin, yani yaklaşık 2 milyar insanın, kuruyan bir göl havzasında yaşadığını tahmin ediyorlar. Bu çerçevede, araştırmacılar verilerine dayanarak etkileşimli bir harita da oluşturdular.
Çalışmanın ortak yazarı Ben Livneh, basın açıklamasında, “İnsan tüketimi göl suyu depolama azalmasında büyük bir faktörse, o zaman büyük ölçekli düşüşleri azaltmak için yeni politikalar geliştirebilir ve uygulayabiliriz” dedi. Araştırmada yer alan editör özetinde, araştırmacılar “tatlı su depolama, gıda temini, su kuşları habitatı, kirleticilerin ve besinlerin döngüsü ile rekreasyon gibi temel ekosistem hizmetlerini daha iyi korumak için su kullanım uygulamalarının değiştirilmesi gerektiğini” vurguluyor.