Flannan Adası Deniz Feneri’nin Gizemi

1900 yılında, Dış Hebridler’deki ıssız bir İskoç adasında yer alan Flannan Adası Deniz Feneri’nde görevli üç deniz feneri bekçisi bir anda kayboldu ve onlardan bir daha asla haber alınamadı. Bu olay, gotik bir gizemin tüm unsurlarını barındıran ve zamanla popüler bir hikaye haline gelen Flannan Adası Deniz Feneri ekibinin hikayesini doğurdu. Kaybolma olayının ardından, sıradan açıklamalardan doğaüstü ve abartılı teorilere kadar pek çok spekülasyon ortaya atıldı. Flannan Adası’nda neler oldu?

15 Aralık 1900 gecesi, transatlantik vapuru Archtor Flannan Adası yakınlarından geçerken, deniz fenerinin karanlıkta olduğunu fark etti, bu da bir şeylerin yanlış gittiğini gösteriyordu. Birkaç gün sonra, durum Kuzey Deniz Feneri Kurulu’na bildirildi ve hızlı bir şekilde bir araştırma ekibi gönderildi. Yardım gemisi, Noel’den bir gün sonra adaya ulaştı. Kaptan Jim Harvie, geminin kornasıyla adadan bir cevap almak için işaret verdi, ancak hiç ses çıkmadı.

Deniz fenerinin sönmüş olduğunu fark eden ekibin üyelerinden Joseph Moore, durumu araştırmak için adaya gönderildi. Moore, adaya adım attığı anda içinde bir huzursuzluk hissettiğini belirtti. Deniz fenerine ulaştığında, kapının açık olduğunu ve girişte asılı olan üç muşamba parkadan ikisinin kaybolduğunu gördü. Mutfakta, yarısı yenmiş yiyecekler ve birinin aceleyle ayrıldığını düşündüren devrilmiş bir sandalye buldu. Moore’un araştırması, deniz fenerinde başka hiçbir ipucu bulamadı. Bulduğunu bildirmesinin ardından kaptan, adanın geri kalan kısmının derhal aranmasını emretti, ancak bu araştırmadan da sonuç alınamadı. Tek bulgu, büyük bir fırtınanın yakın zamanda adayı vurduğuna dair işaretlerdi.

Kayıp bekçilerden hiçbir iz bulamayan Harvie, anakaraya bir telgraf gönderdi ve bu telgraf, Edinburgh’daki Kuzey Deniz Feneri Kurulu’na ulaştı: “Flannans’ta korkunç bir kaza yaşanmış gibi görünüyor. Üç Bekçi, Ducat, Marshall ve geçici kayboldu. Öğleden sonra oraya vardığımızda adada hiçbir yaşam belirtisi görülmedi. Bir fişek ateşledik ve yanıt gelmeyince istasyona çıkan ancak orada bekçi bulamayan Moore’u adaya indirmeyi başardık. Saatler durmuştu ve diğer işaretler kazanın yaklaşık bir hafta önce olmuş olabileceğini gösteriyor.

Flannan Adası’nda kaybolan bekçilerin gizemi, 1900 yılından beri çözülemeyi bekliyor. Harvie, “Zavallılar uçurumlardan aşağı uçmuş veya bir vinci veya buna benzer bir şeyi emniyete almaya çalışırken boğulmuş olmalılar” şeklinde ifade etti.

Uzaylılar ve Diğer Teoriler

Uzaylılar ve Diğer Teoriler

Flannan Adası Deniz Feneri, bekçilerin 1899’da kaybolmasından bir yıl önce, uzun süredir tuhaflıklarla ilişkilendirilen bir adada inşa edilmişti. Adanın tek düzenli sakinleri koyunlardı; ancak cesur koyun çobanları bile gece olunca orada pusuda bekleyen çeşitli hayaletlerden korktukları için adada kalmayı reddediyorlardı. Bu doğaüstü bağlantı, kaybolan deniz feneri bekçilerinin hikayesine yanlış bilgi ve karmaşıklık katmanları ekledi. Bekçilerin karanlık deniz canavarı tarafından yutulduklarına, dev kuşlar tarafından kaçırıldıklarına ve hatta uzaylılar tarafından alıkonduklarına dair spekülasyonlar ortaya atıldı.

Olayla ilgili daha fantastik bir kanıt olarak, 12 ve 15 Aralık 1900 tarihleri arasında yapılmış olduğu iddia edilen, akıldan çıkmayan ve tuhaf kayıtlar içeren bir defter öne sürüldü. Bu kayıtlara göre, deniz feneri ekibinin bir üyesi, alışık oldukları tüm fırtınalardan daha büyük bir fırtına ile karşılaştıklarını, içlerinden birinin alışılmadık derecede sessiz olduğunu ve deneyimli bir denizci olan diğerinin gözyaşlarına hakim olamadığını bildirmişti. Bir sonraki kayıtta, üç adamın da güvenli bir deniz fenerinde olmalarına rağmen yardım için Tanrı’ya dua etmeye başladıkları belirtiliyordu. Son kayıt ise, fırtınanın sona erdiğini ve birçok kişiyi şaşırtan bir şekilde “Tanrı her şeyin üzerindedir” ifadesiyle sonlandığını gösteriyordu.

Kayıt defteri anlatıları, son derece ilginç bir olayı daha da karmaşık hale getiriyor gibi görünüyordu. Ancak burada asıl sorun, bu defterin bir uydurma olduğuydu. Ne yazık ki, üç deniz feneri bekçisine tam olarak ne olduğunu asla bilemeyeceğiz, ama doğaüstü bir etken olduğuna dair mevcut hiçbir kanıt yok. En olası açıklama, Kaptan Harvie’nin telgrafında öngördüğü gibi, üç adamın denizde kaybolmuş olmasıdır. Hatta kaybolmalarının ardından Kurulun müfettişi Robert Muirhead tarafından ada hakkında bir soruşturma yapıldı. Bu soruşturma sonucunda, iki adamın muhtemelen batı sahanlığının yakınında depolanan ekipmanı güvence altına almak için dışarı çıktığı ve geri dönmeyince üçüncü adamın araştırmaya gittiği ve onun da deniz tarafından yutulduğu sonucuna varıldı.

Alternatif bir teori ise, en hafif tabirle somurtkan olduğu bilinen adamlardan biri olan William MacArthur’un kendini öldürmeden önce diğer iki adamı öldürmüş olabileceğidir. Ya da belki de üçü birden birbirine girerek uçurumdan düşmelerine neden olan bir kavga çıkmış olabilir. Flannan Adası gizeminin popülerliği, 2018’de “The Vanishing” adlı bir filme de ilham verdi.