Fredericton’un Efsanevi Kurbağası
Birçok bölgenin kendine özgü efsaneleri bulunuyor, ancak Kanada’nın New Brunswick eyaletine bağlı Fredericton’daki yerel efsane, devasa bir taksidermize edilmiş kurbağa ile dikkat çekiyor. Bu ilginç efsane, ilk bakışta sıradan gibi görünse de, içinde barındırdığı detaylarla onu diğerlerinden ayırıyor.
Regina Leader-Post’un 2007 tarihli haberine göre, o dönemde Fredericton Bölge Müzesi’nin müdürü olan Penny Pacey, bu taksidermize edilmiş dev kurbağa için “İnsanlar onu görmek için dünyanın dört bir yanından geliyor” ifadesini kullanmıştır. Pacey, bu kurbağanın “Fredericton folklorunun iyi bilinen bir parçası” olduğunu ve “100 yıldan uzun bir süre önceye dayanan dünyaca ünlü bir eser” olduğunu belirtmiştir.
Coleman Kurbağası (diğer adıyla Cornelia Webster) olarak bilinen bu dev boğa kurbağası, Fred Coleman adlı yerel bir adam tarafından 1885 yılında Killarney Gölü’nde yakalandı. Efsaneye göre, o dönemde normal boyutlarda bir kurbağa olan bu canlı, sekiz yıl boyunca mısır unu, pişmiş fasulye, haziran böcekleri, peynir altı suyu, ayran ve hatta viski ile beslenerek tam 19 kilogram ağırlığa ulaştı ve köpek boyutuna kadar büyüdü. Anlatılanlara göre, bu dev kurbağa Fred onu çağırdığında ya da yemek zili çaldığında yanına geliyordu; misafirlerini ise kano çekme ve kedilerle yarışma gibi yetenekleriyle eğlendiriyordu.
Fakat hikaye burada bitmiyor. Coleman’ın kurbağası, gizemli bir “dinamit kazasında” hayatını kaybettikten sonra, onun bedenini bir taksidermiste gönderdi. Kurbağanın bedeni, Coleman’ın sahibi olduğu Barker House Hotel’in lobisinde yıllarca sergilendi ve burada müşterilerinin onu kül tablası olarak kullandığı rivayet ediliyor. Belki de bu sebepten ötürü, Fredericton Bölge Müzesi’nde sergilenen kurbağa, Cornelia’nın yaşamı boyunca var olan fotoğraf “kanıtlarına” ya da gerçek bir kurbağaya benzemiyor.
York Sunbury Tarih Derneği’nin 2009 tarihli bir blog yazısında, “Kurbağa ‘onarıldı’ ve şu anki doğal olmayan yeşil rengine boyandı” denilmiştir. Doğadaki diğer kurbağa örneklerine göre 40 kat daha büyük olan bu yaratığın varlığına dair tek kanıt, kimsenin incelemesine izin verilmeyen oldukça şüpheli bir taksidermi ve muhtemelen sahte olan bir kurbağa fotoğrafıdır. Bu nedenle, bütün bunların bir saçmalık olmasından şüphelenmekte haksız sayılmazsınız.
Montreal McGill Üniversitesi’ndeki Redpath Müzesi müdürü ve omurgalılar uzmanı David Green, bu hikayenin “tamamen saçmalık” olduğunu gülerek ifade ediyor. Post ile yaptığı görüşmede, kurbağaların sıvıları ağızlarından değil, karın ve uylukları civarından deri yoluyla emdiklerini belirtmiş ve viskinin muhtemelen kurbağayı öldüreceğini eklemiştir. Yine de, bu efsanenin popülaritesi yadsınamaz. Hala birçok insan dev kurbağayı görmek ve onunla fotoğraf çektirmek için müzeye akın ediyor.