Genç Herpetolog Kevin Budden’ın Cesur Yılan Avı ve Panzehir Geliştirme Çabası

Genç Bir Amatör Herpetologun Cesur Hikayesi

1950’li yılların başında, genç bir amatör herpetolog ve yılan avcısı, panzehir geliştirme araştırmalarında kullanılmak üzere dünyanın en ölümcül yılanlarından birini yakalamaya çalışıyordu. Kevin Budden, henüz genç yaşına rağmen, yılan avlama konusunda oldukça deneyim kazanmıştı. Yerel gazeteler, acil tedavi gerektiren şekilde “sadece beş kez” ısırılmasına rağmen bir yıl içinde 59 yılan yakaladığına dair haberler yapmıştı. 20 yaşına geldiğinde, iki meslektaşıyla birlikte, panzehri olmayan ve oldukça zehirli bir yılan grubu olan taipanı yakalamak için Queensland’e doğru yola çıktı.

Budden, çalılıkların arasında dolaşırken, 1,8 metrelik bir taipan yakalamayı başardı. Ancak, yılanı bir çantaya koyarken, bir anlık dikkatsizlik sonucu başparmağından ısırıldı. Sakinliğini koruyarak, diğer eliyle yılanı yakalayıp çantasına yerleştirdi. Ölümcül zehirli yılanı taşırken bir yola ulaşarak otostop çekti; çünkü Budden’ın acil tıbbi tedaviye ihtiyacı vardı. Hemen hastaneye götürüldü ama onun için daha önemli bir şey vardı: Kamyon şoföründen, yakaladığı bu yılanı, panzehir geliştiren araştırmacılara ulaştırmasını istedi.

Yakaladığı ve araştırmacılara gönderdiği bu örnek, 1955’te bir panzehir üretiminde etkili bir şekilde kullanıldı ve Melbourne’a gönderildi. Ancak Budden, bu süreçte o kadar şanslı değildi. 80 yıl sonra, zehir örnekleri üzerinde çalışan Queensland Üniversitesi zehir uzmanı Bryan Fry, Brisbane Times ile yaptığı görüşmede, “Maalesef, o yılanı yalnızca araştırma amacıyla toplayan 20 yaşındaki bu adam, o yılan tarafından ısırıldı” şeklinde bir açıklama yaptı. Fry, “Elbette, panzehir üretiminde kullanılacak ilk yılanı yakalamaya çalıştığınızda, önemli bir risk almış oluyorsunuz. Bu yılan, dünyada ısırılmak isteyeceğiniz son yılandır, çünkü panzehri yoktur.” diye ekledi.

Hastaneye vardığında, Budden’ın doktorları onun “sürüngenin refahına ve rahatlığına kendisinden daha fazla ilgi gösteren, cesaret ve heyecanla dolu” olduğunu düşündüler. O, yılan sokması kurbanlarının çoğunun zehirden çok korkudan öldüğüne inanıyordu ve yaralı başparmağını kesmemişti. Budden’a, kaplan yılanı panzehri verildi; bu panzehir, yılanın zehrinin pıhtılaşma etkisine yardımcı olsa da, sinir sistemi üzerindeki etkisiyle baş edemedi. Sarı bir sıvı kusmaya, baş ağrısı hissetmeye ve kaslarının zayıflamasına neden oldu.

Gece ilerledikçe, dilini hareket ettiremediğini veya yutkunamadığını fark etti. Ağız kısmı açık kalırken, ağız tabanı yerçekiminin etkisiyle sarkmaya başladı. Doktorlar ilk başta iyileşeceğini düşünmüştü. Ancak, solunum desteği verilen bir gecenin ardından ertesi gün hayatını kaybetti. Budden’ın çabaları sayesinde, panzehir geliştirilmesinden bu yana bir taipanın ısırmasından kaynaklanan hiçbir ölüm kaydedilmedi.