Japonya’daki Süper Dirençli Sivrisinekler Üzerine Araştırma
Japonya’daki bilim insanları, Asya’da “süper” dirençli sivrisinekler keşfettiklerini duyurdu. Bu hafta yayımlanan bir çalışmada, Vietnam ve Kamboçya’da yaygın bir hastalık taşıyıcısı olan Aedes aegypti sivrisineklerinin en yaygın kullanılan böcek ilaçlarına karşı dikkat çekici bir koruma sağladığına inanılan çeşitli mutasyonlar taşıyan popülasyonlarını detaylı bir şekilde ortaya koydular. Bu buluş, mutasyonların küresel ölçekte yayılmasını önlemek için acil eylem gerektirdiğini vurguluyor.
A. aegypti, insanlar için en büyük hastalık kaynaklarından biri olarak öne çıkıyor, zira bu sivrisinek türü, sarı humma, dang humması, zika ve chikungunya gibi pek çok hastalığı yayma potansiyeline sahip. A. aegypti’nin, akraba bir tür olan A. albopictus ile birlikte, küresel varlığı ve yaydığı hastalıkların sayısının son yıllarda önemli ölçüde arttığı görülüyor. Uzmanlar, bu artışın önümüzdeki yıllarda daha da yükseleceği öngörüsünde bulunuyor. Dolayısıyla, yeni bulgular, zaten ciddiyet arz eden bu sorun hakkında endişelenmek için yeni sebepler sunuyor.
Bu araştırma, Japonya Ulusal Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü’nden bilim insanları tarafından gerçekleştirildi ve sonuçları oldukça çarpıcı. Çalışmanın neticesinde, A. aegypti sivrisineklerinin yok edici mutasyonlardan bir veya daha fazlasını taşıyan önceden bilinmeyen 10 alt türü belirlendi. Her iki ülkedeki sivrisineklerin %78’inden fazlasında, özellikle “L982W ikamesi” adı verilen yeni bir mutasyon tespit edildi. Ayrıca, Kamboçya’nın belirli bölgelerinde sivrisineklerin yaklaşık %90’ı, endişe verici olarak tanımlanan iki çift mutasyondan birini taşıdığı saptandı.
Ekip, laboratuvar deneylerinde bu kombinasyon mutasyonları taşıyan sivrisineklerin öldürülmesinin oldukça zor olduğunu ve “şimdiye kadar bildirilen diğer tüm arazi popülasyonlarından önemli ölçüde daha yüksek piretroid direnci seviyelerine” sahip olduğunu bildirdi. Son yıllarda gerçekleştirilen başka araştırmalar da, hem laboratuvar ortamında hem de gerçek dünya koşullarında Asya ve Amerika’daki A. aegypti sivrisineklerinde artan piretroid direncine dair kanıtlar ortaya koymuştu. Yeni çalışma, ekibin küresel ölçekte A. aegypti’deki piretroid direncini anlamak için sürdürdüğü araştırma projesinin en son halkası olarak dikkat çekiyor.
Gelecekte, nüfusu kontrol altına almak için steril böcek teknikleri gibi yöntemler geliştirilebilir. Ancak, bu tür müdahalelerin yaygın bir şekilde kullanılmasının yakın vadede beklenmediği belirtiliyor. Bununla birlikte, sivrisineklere karşı daha sık uygulanmaya başlayan neonikotinoidler adı verilen yeni bir böcek ilacı sınıfı da mevcut. Fakat bu kimyasallar, önemli tozlayıcı böcekler üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle tartışmalı bir konumda ve sivrisineklerin de bu kimyasallara karşı uyum sağlamaya başladığına dair işaretler görüyoruz.
Özellikle dang humması gibi bu sivrisineklerin yaydığı hastalıklar için yüksek etkili ve/veya düşük maliyetli aşılar ve tedavi yöntemleri henüz geliştirilmiş değil. Tüm bu faktörler, piretroidlerin şu an için A. aegypti sivrisineklerine karşı yaygın olarak kullanılan bir araç olarak kalacağı anlamına geliyor. Bu nedenle, bu endişe verici mutasyonların dünya genelinde yayılmasını önlemek için derhal daha fazla araştırma ve test yapılması gerekmektedir.
Örneğin, L982W mutasyonu, Vietnam ve Kamboçya dışındaki sivrisineklerde henüz tespit edilmedi. Ancak araştırmacılar, “Asya’nın diğer bölgelerine yayılma potansiyeli var, bu da dang humması ve diğer Aedes kaynaklı bulaşıcı hastalıkların kontrolü açısından benzeri görülmemiş bir tehdit oluşturabilir” uyarısında bulunuyor.