Japonya’daki Depremin Yarı İletken Endüstrisine Etkileri

Japonya’daki Depremin Yarı İletken Endüstrisine Etkisi

TrendForce, kısa bir süre önce Japonya’da meydana gelen şiddetli depremin, Noto bölgesindeki yarı iletken fabrikalarında geçici ancak yönetilebilir bir duraklamaya neden olduğunu bildirdi. Son yıllarda yaşanan çeşitli aksaklıkların ardından, bu depremin etkilerinin “kontrol edilebilir” olarak tanımlanması, endüstri için bir nebze olsun rahatlatıcı bir gelişme oldu.

Japonya’nın Ishikawa eyaletindeki Noto yarımadasında 7,5 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. 1 Ocak’ta gerçekleşen bu felakette en az 57 kişi yaşamını yitirirken, arama-kurtarma çalışmaları hala devam ediyor. Deprem, özellikle MLCC üreticisi TAIYO YUDEN ve silikon levha üreticileri Shin-Etsu ile GlobalWafers gibi önemli firmalar üzerinde etkili oldu. Bunun yanı sıra Toshiba ve TPSCo gibi diğer fabrika üreticilerinin de depremden etkilenen bölgede tesisleri bulunuyor.

Shin-Etsu ve GlobalWafers, kristal büyümesiyle ilgili çalışmalarının depreme duyarlı olması sebebiyle tesislerini geçici olarak denetim amacıyla kapattı. TrendForce’un bildirdiğine göre, bu firmaların çoğu çalışmalarını Fukushima bölgesinde sürdürdükleri için depremin etkisi minimum düzeyde oldu. TPSCo da Uozu, Tonami ve Arai’deki fabrikalarını herhangi bir sorun olup olmadığını kontrol etmek amacıyla kapatma kararı aldı. Toshiba ise Kaga tesisinde bir denetim gerçekleştirdi.

TAIYO YUDEN’in, 7 büyüklüğündeki depreme dayanıklı olarak tasarlanmış olan Niigata fabrikasında herhangi bir ekipman hasarı yaşanmadığı bildirilmektedir. TrendForce, depremin etkisinin tüm şirketler için yönetilebilir olacağına dair inancını sürdürüyor. Ayrıca, yarı iletken endüstrisinde genel bir gerileme olduğunu ve bu sezonun yoğun olmayan bir dönem olduğunu vurguladı. Bu durum, etkilenen üreticilerin toparlanmak için yeterli zamana sahip olduğunu gösteriyor.

Fabrikaların çoğunun, yapısal toleransları dahilindeki sismik aktiviteye maruz kalan bölgelerde bulunması, hasarın minimum düzeyde olması gerektiği anlamına geliyor. Bu nedenle, endüstrinin bu zorlu dönemi atlatma kapasitesi oldukça yüksek görünüyor.