Kalp ritim bozukluğu, bireylerin günlük yaşamlarını olumsuz etkileyen ciddi bir sağlık sorunudur. Bu bozukluğu yaşayan kişiler, günlük aktivitelerini sürdürürken zorluklarla karşılaşabilirler. Ancak, ritim bozukluğuna karşı yüzde 99 oranında başarı sağladığı bilinen ablasyon yöntemi, hastaların yaşam kalitesini artırmakta ve kalp yetersizliği riskini azaltmaktadır.
Medipol Sağlık Grubu’ndan Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Dursun Aras, ablasyon tedavisi hakkında önemli bilgiler veriyor. Ritim bozukluğu, kalbin atım hızının yavaş, hızlı veya düzensiz hale gelmesiyle tanımlanır. Bu durum, hastalar için günlük yaşamda zorluklar yaratabilir. Prof. Dr. Aras, “Ablasyon Tedavisi, bu tür sorunlarla mücadele eden hastalar için etkili bir çözüm sunmaktadır.” şeklinde belirtiyor.
Ablasyon tedavisi, kalp ritim bozukluklarında uygulanan en önemli işlemlerden biridir. Prof. Dr. Aras, “Kalbin üç boyutlu haritasını çıkararak, hasarlı veya sorunlu alanları tespit ediyor ve bu alanları yakarak ya da dondurarak tekrarlayan sorunların önüne geçiyoruz.” diyerek tedavi sürecini açıklıyor.
Ablasyonun Uygulama Süreci
Gençlerde, kalp pili olan hastalarda, ani bayılma durumlarında ve kalp krizi geçiren bireylerde sıkça başvurulan ablasyon tedavisinin uygulama süreci oldukça dikkatlice yürütülmektedir. Prof. Dr. Aras, “Ablasyon, sihirli bir değnek gibi etki eder. Amacımız, kalp ritim bozukluğuna neden olan odakları ortadan kaldırmaktır.” diyor.
Ablasyon tedavisinde, hastaya lokal anestezi uygulanarak işlem başlatılır. Kasık bölgesinden giriş yapılarak kalp içinde elektriksel bir araştırma yapılır. Ritim bozukluğuna neden olan odak tespit edildikten sonra, bu alanlar genellikle yakılarak veya nadiren dondurarak etkisiz hale getirilir.
Ablasyonun Sağladığı Yararlar
Prof. Dr. Aras, ablasyonun sağladığı avantajları şöyle sıralıyor:
- Yüksek Başarı Oranı: “Gençlerde sık görülen ani başlangıçlı ritim bozukluklarında ablasyon tedavisi ile yüzde 99’a yakın başarı sağlıyoruz.”
- Yaşam Kalitesinin Artması: “Hasta, tedavi sonrasında daha kaliteli ve sağlıklı bir yaşam sürmeye başlıyor.”
- Kalp Yetersizliği Riskinin Azalması: “Kalbe bağlı ileriye dönük hastalıkların önüne geçilmiş oluyor.”
Özellikle kalp pili bulunan hastalarda, sık tekrarlayan şoklar görülebilmektedir. Bu hastalar için de ablasyon yöntemiyle tedavi süreci başlatılabilir. Prof. Dr. Aras, “Ablasyon sonrası hastalar genellikle aynı gün taburcu olur ve birkaç gün içinde işlerine dönebilirler.” diyerek sürecin ne kadar hızlı ilerlediğine dikkat çekiyor.
Ablasyonun İlaç Tedavisine Göre Avantajları
Prof. Dr. Dursun Aras, orta yaşlı ve yaşlı bireylerde sık görülen atriyal fibrilasyon gibi ritim bozukluklarında ablasyon tedavisinin, ilaç tedavisine göre normal ritim sağlama olasılığının en az üç kat daha fazla olduğunu belirtiyor. Bu durum, hastaların yaşam kalitesini artırmakta ve kalp yetersizliği riskini azaltarak yaşam sürelerini uzatmaktadır. Prof. Dr. Aras, “Ablasyondan sonra yaşam kalitesi iyileşir ve kalp sağlığına dair riskler minimuma indirilir.” diyerek sözlerini tamamlıyor.