Klozetlerin Yangın Güvenliğindeki Önemi ve İnovatif Yaklaşımlar

Klozetlerin Yangın Güvenliğindeki Rolü

Klozetlerin Yangın Güvenliğindeki Rolü

Bir klozet içindeki su tutucunun, bir yangın anında mahsur kalan bir kişiye temiz hava sağlayabileceğini öne süren 1981 tarihli bir patent, tuvaletlerin hayat kurtarıcı bir işlev üstlenebileceğini gösteriyor. Bu patent, bir odanın zehirli gazlarla dolması durumunda, o odadaki kişilerin sudan içeri bir tüp sokarak ve bu tüpü diğer taraftan dışarı çıkararak hayatta kalabileceklerini öneriyor. Bu sıra dışı ve yenilikçi düşünce, zehirli duman soluması nedeniyle can kaybına yol açan çok katlı otel yangınlarından ilham alan William O. Holmes‘tan geliyor.

Michigan Eyalet Üniversitesi’ne göre, çıkan yangınlarda en yaygın ölüm nedeni yanmadan ziyade zehirli dumanları solumaktır. Bir yangın, yayılmak için oksijene ihtiyaç duyar; bu nedenle yangın ortamındaki oksijenin hızla emilmesi, durumu kritik hale getirir. Bu gibi durumlarda mahsur kalan insanlar, soluyacak oksijen bulamadıklarında, çıkışlara erişmeden veya yardım gelmeden bayılma riski taşır.

Ancak, eğer yerleşik olarak açık havaya ulaşan bir yol varsa, bu durum değişebilir. İşte bu noktada tuvaletler devreye giriyor. Bir klozet borusu yangını durdurmak için etkili bir yöntem olmasa da, Holmes, bunun temiz havaya erişim sağlayabileceğini ve yanan bir binada mahsur kalan kişilere hayatta kalmaları için değerli ekstra dakikalar kazandırabileceğini savunuyor. Klozetlerde bulunan su tutucular, sürekli olarak bir miktar sıvıyla doludur ve böylece deliğin kanalizasyona açık bir geçit olmasını etkili bir şekilde önler. Bu su ve hava sistemi, hoş olmayan kokuların geçmesini önlemek için kritik bir rol oynar. Kokuların durdurulması, aynı zamanda dumanın da geçişini engelleyebilir. Holmes’un fikri, bir şnorkel aracılığıyla su tutucudan hava almak üzerine kurulu.

Bu sistem sayesinde, odada mahsur kalan bir kişi, yangından etkilenmediği sürece, kurtarma ekiplerinin bir oksijen tüpüyle onlara ulaşmasına yetecek kadar uzun süre hayatta kalabilir. Ancak, bu hava, lağım kokularıyla karıştığı için solumak için çekici bir seçenek olmayabilir. Holmes, bu durumu da göz önünde bulundurmuş. Şnorkel kullanıcısının, boruda kalan lağım gazlarını temizlemek için öncelikle sifonu çekmesi gerekiyor. Sonrasında ise otellerde mevcut olan bir tasarım, havayı nötralize etmeye yardımcı olabiliyor.

Patentte, “Tuvaletin optimum şekilde çalışmasını sağlamak için kanalizasyon hattına boru veya baca şeklinde bir temiz hava menfezi takmak yaygın bir uygulamadır.” ifadesi yer alıyor ve devamında: “Hava menfezi, genellikle yüksek katlı bir otelin çatı katından yukarıya doğru uzanır ve onu dışarıdaki temiz havaya maruz bırakır. Ayrıca, hava menfezi, kanalizasyon gazlarını ortama atarak tuvalet üzerindeki geri basıncı serbest bırakır; böylece sifon çekildiğinde, atık ürünler alt kattaki tuvaletlere birikmez.” ifadelerine yer veriliyor. Bu arada, şnorkel tasarımı, kanalizasyon borusu havasında bulunan zararlı ve/veya zehirli gazları emebilen bir filtreye de sahip. Kulağa pek ideal gelmeyebilir, ancak bir yangın anında oksijensiz kalmaktan çok daha iyi bir seçenek olduğu kesin.