Mars’taki Curiosity Keşif Aracının Son Gözlemleri
NASA’nın Curiosity keşif aracı, son 10 aydır Mars’ın ilginç bir bölgesini detaylı bir şekilde inceliyor. Bu bölge, Sharp Dağı’nın eteklerinde yer alıyor ve geçmişte şiddetli bir su etkinliği yaşadığına dair birçok işaret barındırıyor. Yapılan kimyasal analizler, bölgede sülfatlar da dahil olmak üzere pek çok mineral türünün bulunduğunu ortaya koydu. Ancak Curiosity’nin gözlemleri sırasında keşif aracının yanlışlıkla kırdığı bir kayanın saf sülfür (kükürt) kristallerine sahip olduğu keşfedildi. Bu durum, bilim dünyasında birçok yeni soruyu gündeme getirdi.
Saf kükürt, daha önce Mars’ta görülmemiş bir maddeydi. Sülfat bileşenlerinde kükürt bulunabiliyor olsa da, bu moleküllerin oluşumu ile saf kristaller arasında doğrudan bir ilişki olduğu söylenemez. Elemental kükürt kristalleri, sadece belirli ve sınırlı çevresel koşullar altında oluşabiliyor ve bu bölgenin bu tür bir kimyasal yapıya sahip olması beklenmiyordu.
Curiosity’nin proje bilimcisi Ashwin Vasavada bu durumu değerlendirirken, “Saf kükürtten oluşan taşlarla dolu bir alan bulmak, çölde bir vaha keşfetmek gibidir” dedi. Ayrıca, “Bu tür mineral oluşumlarının burada olmaması gerekirken, şimdi bunu açıklama çabası içindeyiz. Gezegeni keşfetmeyi bu kadar heyecan verici kılan şey, tam da bu tür tuhaf ve beklenmedik bulgularla karşılaşmamızdır” şeklinde ekledi.
Curiosity’nin araştırdığı bölge, Gediz Vallis kanalı olarak adlandırılıyor. Sharp Dağı boyunca uzanan bu alan, keşif aracının 2014 yılında tırmanmaya başlamasından çok önce bilim insanları tarafından ilgi alanı olarak belirlenmişti. Uzaktan yapılan gözlemlerle, bu bölgede büyük birikinti yığınlarının varlığı tespit edilebilmişti. Ancak bu yığınların oluşum nedenleri hâlâ belirsizdi. Bilim insanları, bu malzemenin kanal boyunca kaymasına neden olan faktörlerin heyelanlar mı yoksa eski sel sularının etkisi mi olduğunu merak ediyorlardı.
Curiosity, en azından bu sorunun cevabını bulmuş gibi görünüyor. Görünene göre, yanıt her iki seçeneğin bir karışımından oluşuyor. Suyla kaydırılan kayalar daha pürüzsüz ve yuvarlak bir yapıya sahipken, kuru heyelanlarla hareket eden taşlar köşeli ve keskin bir görünüm sergiliyor. Yığınlardaki kayalar arasında her iki tür de bulunuyor, bu da bölgenin geçmişteki karmaşık jeolojik süreçlerini gözler önüne seriyor.
İlk yorum yapan olun