Uzayda Kahve Deneyimi: NASA’nın Fütüristik Uzay Kupası
Uzayda görev yapan astronotlar, geçmişte birçok farklı ve ilginç yemek yeme ile sıvı içme yöntemlerini denemişlerdir. Ancak NASA, kısa bir süre önce tanıtımını yaptığı fütüristik Uzay Kupası ile uzaydaki kahve deneyimini daha dünya benzeri hale getirmeyi başardığını gösteriyor. NASA’nın açıklamalarına göre, bu özel tasarıma sahip Uzay Kupaları, uzaydaki yerçekimi etkilerini taklit etmek için akışkan dinamiği ilkelerini kullanıyor.
Tanıtım videosunda, astronot Nicole Mann‘in bir keseden Uzay Kupasına kahve döktüğü anlar yer alıyor. Videoda, kupayı ters çevirdiğinde sıvının dökülmediği görülüyor, bu da tasarımın ne kadar etkili olduğunu gözler önüne seriyor. Videoyu izlemek için buraya tıklayın.
Bu gösterim, NASA’nın Kılcal Akış Deneyi’nin bir parçası olup, ajans on yıldan fazla bir süredir fütüristik uzay teknolojileri üzerinde çalışıyor. Bu yenilikçi tasarımın 2011 yılında alınan patenti, astronot Don Pettit ile matematikçiler Paul Concus ve Robert Finns arasında paylaşılmıştır.
NASA, bu özel bardağın yerçekimine güvenmek yerine “yüzey gerilimi, ıslanma ve kap geometrisinin birleşik etkilerini kullanarak” sıvının akışını kontrol ettiğini ve astronotların içeceklerini kolayca içmelerine olanak tanıdığını belirtiyor. Astronotların sıvıyı içmek için yapmaları gereken tek şey, ağızlarını Uzay Kupası’nın dar üst kısmına dayamak ve bu sayede kılcal damar hareketi ile içecek otomatik olarak ağızlarına çekiliyor.
Kılcal etkinin bazı yaygın örnekleri arasında, suyun bir su yüzeyine konulduğunda kağıt mendil boyunca yukarı doğru hareket etmesi veya bitkilerin köklerinden yapraklarına suyun nasıl ulaştığı gösterilebilir. NASA, bu Kapiler İçecek çalışmalarının mikro yerçekiminde içmeyi kolaylaştıracağına ve uzaya gönderilen sıvı torbalarının ağırlığını ve boyutunu azaltacağına inanıyor.
Deneyin önemli bir kısmı, uzayda içilen su, meyve suyu, çay, kahve ve kakao gibi sıvıların içme deneyimini gözlemlemek olsa da, NASA, Uzay Kupası tasarımının dünya üzerindeki tıbbi araştırmalar ve ilaç dağıtımı alanında da potansiyel uygulamaları olabileceğine inanıyor. Bu yenilik, uzaydaki yaşamı daha konforlu hale getirmekle kalmayıp, aynı zamanda yeryüzündeki sağlık alanına da katkı sağlayabilir.
