Normal Doğuma Güven Arttı: Sezaryen Oranında Düşüş

Türkiye’de Doğum Oranları ve Güncel Gelişmeler

Türkiye’de anne sağlığı ve doğum hizmetleri alanında gerçekleştirilen çalışmalar, son yıllarda önemli ilerlemeler kaydetmiş olsa da, sezaryen oranlarının halen yüksek seviyelerde seyretmesi, sağlık politikalarının ve uygulamaların gözden geçirilmesine neden olmaktadır. Türkiye genelinde toplam sezaryen oranları yaklaşık %60 seviyelerinde olup, bu oran ülkemizdeki doğumların büyük bir bölümünün cerrahi müdahale ile gerçekleştiğine işaret etmektedir. Dünya Sağlık Örgütü, sezaryen oranlarının %10-15 arasında olması gerektiğini önerirken, Türkiye’de bu oran yaklaşık dört katına ulaşmış durumdadır. Bu durum, anne ve bebek sağlığı açısından ciddi riskleri beraberinde getirmektedir.

Sezaryen Oranlarındaki Artışın Nedenleri ve Riskleri

Sezaryen oranlarındaki yüksek artışın birkaç temel nedeni bulunmaktadır. Bunlar arasında, anne ve doktor tercihi, hastane ve sağlık kurumlarının ekonomik motivasyonları, doğumun psikolojik ve fizyolojik gereklilikleriyle uyumsuzluk, modern yaşam koşullarında doğumun stresli ve hızlı olması, ve bazen de tıbbi gereklilikten ziyade alışkanlık haline gelmiş sezaryen tercihleri yer almaktadır. Ayrıca, sezaryenin gereksiz yere tercih edilmesi, anne ve bebek sağlığı açısından ciddi riskler taşımaktadır. Bu riskler arasında enfeksiyonlar, kanama, doğum sonrası iyileşme süresinin uzaması, doğum sonrası emzirmenin gecikmesi ve doğurganlık kapasitesinin azalması bulunmaktadır. Uzun vadede ise, yüksek sezaryen oranları nüfusun demografik yapısını olumsuz yönde etkilemekte ve sağlık sistemlerinin sürdürülebilirliğini tehdit etmektedir.

Türkiye’de Doğum Hizmetlerinde Reform ve Güncel Çalışmalar

Sağlık Bakanlığı, doğum hizmetlerini geliştirmek ve sezaryen oranlarını azaltmak amacıyla kapsamlı reformlar ve çeşitli projeler yürütmektedir. Bu kapsamda, “Her Gebeye Ebe” projesi, anne adaylarının doğum sürecinde profesyonel ve sürekli destek almasını sağlayacak önemli bir adım olmuştur. Proje, ilk gebeliği olan kadınların doğum öncesi, sırası ve sonrası süreçte, uzman ebe ve sorumlu ebe modelleri ile birebir takip edilmesini öngörmektedir. Son 8 ayda yaklaşık 60 bin gebe bu hizmetten yararlanmış ve anne adaylarının doğuma hazırlık süreçleri önemli ölçüde iyileşmiştir. Ayrıca, gebelerin son üç ayında, doğumu kolaylaştırıcı nefes egzersizleri, uygun pozisyonlar ve gevşeme teknikleri ücretsiz olarak sunulmaktadır.

Anne Dostu Hastane Sayısında Artış ve Konforlu Doğum Deneyimi

Sağlık Bakanlığı’nın hedefleri doğrultusunda, anne dostu hastane sayısı büyük bir ivme kazanmış ve şu anda 184’e ulaşmıştır. Bu hastanelerde, doğum yapan anne adaylarına tek kişilik, konforlu odalar sağlanmakta; doğum sırasında ten tene temas ve emzirme, gecikmeden başlanmaktadır. Bu uygulamalar, anne ve bebek arasındaki bağın güçlenmesine ve doğum sonrası iyileşme sürecinin hızlanmasına katkı sağlamaktadır. Ayrıca, gebe okulları sayısı bin 450’ye çıkarılmış ve “Annelik Yolculuğu” mobil uygulaması aracılığıyla 500 bin anne adayına ulaşılmıştır. Bu sayede, anne adaylarının bilinçlenmesi ve doğum öncesi hazırlık seviyeleri yükseltilmiştir.

Normal Doğumun Güçlendirilmesi ve Sezaryenlerin Azaltılması İçin Yeni Eylem Planları

Sağlık Bakanlığı, yüksek sezaryen oranlarının azaltılması ve normal doğumun teşvik edilmesi amacıyla yeni eylem planları hazırlamaktadır. Bu planlar kapsamında, sağlık kurumlarında tıbben gereksiz sezaryenlerin önüne geçmek, doğumun doğal sürecini desteklemek ve annenin psikolojik ve fiziksel konforunu artırmak temel hedefler arasında yer almaktadır. Yapılan çalıştaylar ve uzmanların katılımıyla gerçekleştirilen değerlendirmeler, doğumun her aşamasında alınacak önlemler ve uygulanacak yeni uygulamalar belirlenmektedir. Ayrıca, doğum sırasında ve sonrasında anne ve bebeğin sağlığını ön planda tutan, modern ve insana dokunan hizmet modelleri geliştirilmekte ve yaygınlaştırılmaktadır.

Sağlık Sisteminde Kalite ve Güvenliğin Önemi

Sağlık sisteminde kalite ve güvenlik, doğum ve anne sağlığı hizmetlerinin temel taşlarıdır. Bu bağlamda, hastanelerde uygulanan standartların yükseltilmesi ve personelin sürekli eğitimi büyük önem taşımaktadır. Anne dostu hastane sertifikası alan kurumların sayısı artırılmakta, böylece doğum hizmetlerinin kalitesi garanti altına alınmaktadır. Ayrıca, doğum sonrası takip ve destek hizmetleri güçlendirilerek, anne ve bebek sağlığının korunması sağlanmaktadır. Bu uygulamalar, sağlık hizmetlerinin sürdürülebilirliğini sağlamak ve anne adaylarının doğum sürecinde güven duyduğu bir ortam oluşturmak amacıyla hayata geçirilmiştir.

Sonuç ve Gelecek Perspektifleri

Türkiye’de doğum oranlarının iyileştirilmesi ve sezaryen oranlarının azaltılması, kapsamlı ve sürdürülebilir politikalarla mümkündür. Bu doğrultuda, anne ve bebek sağlığını ön planda tutan, bilinçli ve bilinçlendirilmiş hizmet modelleri geliştirilmelidir. Sağlık Bakanlığı’nın yürüttüğü projeler ve reformlar, bu hedeflere ulaşmada büyük katkı sağlamaktadır. Ayrıca, toplumda doğuma dair farkındalık oluşturmak ve sezaryenin gereksiz tercih edilmesini engellemek için sürekli eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları yapılmalıdır. Güçlü, güvenli ve kaliteli doğum hizmetleri, sadece sağlık sisteminin değil, aynı zamanda toplumun genel refah seviyesinin de artmasına katkı sağlayacaktır.